Gönderi

“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!”
·
70 görüntüleme
Mavi Kelebek okurunun profil resmi
Mehmed Âkif, istiklâle kavuşmanın ve onu korumanın da bir bedeli olduğunu, istiklâle kavuşmanın Hakk’a inanmakla mümkün olabileceğini İstiklâl Marşı’nın son dörtlüğünde yer alan mısralarda şöyle dile getirir... Ancak bu mısralarda Mehmed Âkif, milletin bu inanca sahip olduğunu ve istiklâli hak ettiğini söylese de Müslüman milletlerin İslam’ı yanlış anladıklarını, bu yüzden de İslam’ı yaşamadıklarını, din yerine hurafelere inandıklarını ve bununla mücadele etmek gerektiğini de söylüyor. Çünkü din en yüksek kıymettir. Temelindeki birlik (vahdet), hak (adalet), ezeliyet ve ebediyet fikri, “devlet-i ebed-müddet” ve ölmezlik inancını doğurmuştur. Bu yüzden Âkif’in Allah’tan istediği en büyük şey mabedine yabancıların el dokundurmaması ve dinin temeli olan kıymetlere şehadet eden ezanların yurdun üstünde ebedî olarak yankılanmasıdır. Çünkü İslam coğrafyasında günde beş kez yankılanan ezan İslamiyet’in temelini teşkil eder. İslami değerlere önem veren, inandığı gibi yaşayan ve yaşadığı gibi düşünen, düşüncelerini de özgürce ve samimi bir dil ile ifade eden Mehmed Âkif, ezan seslerinin yurdun üstünde ebediyen yankılanmasını İstiklâl Marşı’nda şu şekilde dile getirir: “Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: Değmesin ma’bedimin göğsüne namahrem eli! Bu ezanlar -ki şehâdetleri dînin temeli-Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.