Gönderi

Papazın yirmi yıl sonraki değişmiş hali beni korkutmuştu. Yaşlı görünmesini kastettiğimi sanacaksınız. Hayır, ondan değil! Tersine, papaz daha genç görünüyordu. Ve o hali bana geçen zaman hakkında bir ders vermişti. Bizim Betterton sanırım artık altmış beşindeydi, yani onu son gördüğümde kırk beş -benim şimdiki yaşım- olmalıydı. Annemi gömdüğümüzde tıraş fırçası gibi çizgi çizgi kırları varken artık saçları tamamen ağarmıştı. Ona rağmen onu görür görmez ne kadar genç durduğuna şaşırmıştım. Onun basbayağı çökmüş yaşlı bir adam olmasını beklerken o hiç de öyle ihtiyar değildi. Çocukken kırkın üstündeki herkes bana işi bitmiş birer enkaz gibi gelirdi, onları aralarında neredeyse hiçbir fark olmayacak kadar yaşlı görürdüm. Kırk beşlik biri bana şimdi şu altmış beş yaşındaki yalpa yürüyen adamın göründüğünden daha ihtiyar görünürdü. Oysa şimdi -Tanrım!- ben kırk beştim. Ve bu beni korkutmuştu.
Sayfa 209 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.