Gönderi

İstanbul'da, daha birkaç gün önce bulunduğumuz Yakacık'ın, Maltepe'nin, Soğanlı köyünün göğe varan çınarlarının gölgesinde, oluklarından dereler gibi sular taşan çeşmeleri hayalinizde canlanır. Şimdi size bu hayalinizde canlanan şeylerle aranızda sanki yıllar varmış gibi gelir. Diz çökmek, hayalinizin serin gölgesine uzanmak, hatta ölmek istersiniz. Fakat dayanışınızı kaybetmemek lazımdır. İçinizde dayanaklar, izahlar ararsınız. Allah duygusu, vatan duygusu, cihad yolunda ayağına birtek toz yapışan Müslüman'a vaadolunan cennetler, varacağınız cephedesizi bekleyen zaferler, gazilik, şehitlik mertebeleri levha levha ruhunuzda canlanır. Hatta bu teselliler de yetmezse: - Bu yollarda biz bir borcu ödüyoruz, dersiniz. Yüzyıllardan beri soyulan, sömürülen, yüzyıllar boyunca yalnız mal, yalnız canvergisi için aranan şu bitmiş, şu bilinmeyen Anadolu'ya karşı,çeşmeleri gürülgürül akan İstanbul'un işlediği günahların borcunu ödüyoruz.
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.