Gönderi

Hakka Suresi’nde, Kur’an’ın Muhammed’in sözleri olduğuna dair ayet var ki, şöyledir: “...(Kur’an), andolsun ki, kerim (onurlu) olan bir elçinin sözüdür. O, şair sözü değildir...” (Hakka Suresi, ayet 40) Gerçekten de bu ve benzeri ayetlere bakarak ve ayrıca Kur’an’ın Muhammed’in ölümünden sonra birkaç kişilik bir heyet tarafından derlenmesiyle ilgili yukarıda özetlediğimiz bilgileri göz önünde tutarak Kur’an’ı akılcı bir şekilde eleştirecek olursak, bu kitabın, Muhammed’in günlük siyasetinin gereksinimlerini karşılayan hükümlerden oluştuğunu, bu itibarla onun sözlerinden (ya da hatta kısmen de olsa onu derleyenlerin görüşlerinden) ibaret olduğunu söylemek de mümkündür. Ve hele Kur’an’da buyruklara baş eğmenin Tanrı’ya ve Muhammed’e baş eğmek demek olacağını öngören, öte yandan Tanrı’nın Muhammed’e salavat getirdiğini sergileyen ayetlere göz atacak olursak, bu görüşü savunmak daha da kolaylaşmış olur. Şu bakımdan ki, bir kere Kur’an’da, Muhammed’e baş eğmenin Tanrı’ya baş eğmek demek olduğuna dair pek çok ayet var. Örneğin, Nisa Suresi’nde, “Peygambere boyun eğen, Tanrı’ya boyun eğmiş olur” (Nisa Suresi, ayet 80) diye yazılı. Yine Nisa Suresi’nde, “Her kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse, işte onlar Allah ‘ın nimetine eriştirildiği peygamberlerle beraberdirler... “
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.