Gönderi

Benim felsefe anlayışıma gelecekte ihtiyacınız olabileceğinizi düşündüm. Bu flood(bilgisel olarak yazmadım çünkü fazla iddialı olur ve felsefesel olmaz. Yaşamınızla, soyut dünyanızla uyuşmadığı takdirde bunu bilgisel olarak görmeniz bana göre doğru değil.) sizlere sunuyorum./1
·
46 görüntüleme
Selim okurunun profil resmi
Felsefe anlayışım,
Pierre Hadot
Pierre Hadot
'un yazdığı
İlkçağ Felsefesi Nedir?
İlkçağ Felsefesi Nedir?
adlı kitap sayesinde netleşmiştir. Anlayışımdaki temel ilkeler şunlardır: 1)Felsefe, yaşamayı kolaylaştıran soyut bir bütünlüktür ve epistemolojik(bilgikuramsal), sportif bir etkinliktir. Ana gövdesi epistemolojiktir ve bilgi kaynağını bilimlerden alır. Literatür araştırmasıyla sınanabilir bilgi edinilmelidir ve bilgi sınanmalıdır. Bu sınama nesnel gerçeklik üzere yapılmalıdır/2
Caner the CahilBender ✰ okurunun profil resmi
Güzel flood olmuş yani ne kadar felsefe ile içli dışlı bir insansınız onu da bilemiyorum ama başlangıç düzeyinde iseniz gayet güzeldi 😊
Selim okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim kibarlığınız için
Selim okurunun profil resmi
2) Bütünlüğü sağlamak için materyalist diyalektiği kullanmak zorundadır. Hem bireysel hem toplumsal bakılabilmelidir. Bilginin doğruluğunun ölçütleri evrensellik(bize bağlı olmadan gerçekleşmesini sağlayacak kanunlara tabi olan ve bizim ötemizde gerçekleşebilecek her olguyu, olayı değerlendiren) ve öznelliktir(bize bağlı olarak doğru yargı, doğru muhakemeyi teorik açıdan tutarlı(soyut olarak çelişmez) bütünlük yaratan en verimli zihinsel faaliyeti gözeten)/3
Selim okurunun profil resmi
3) Bir kez zihinsel faaliyet tamamlandıktan sonra nesnel gerçeklik ile teorinin karşılaştırılması yapılmalıdır. Algılarımızdan kopukluk gerçekleştirilmelidir. Bu ilke olarak biz öyle baktığımız için mi gerçek böyle gözüküp gözükmediğini anlamak için yapılmalıdır. Bütün ilkelerimin birbiriyle ilişkisi birbirinden olabildiğince kopuk olmalıdır. Bunu sağlamanın en güçlü yolu yalnızlık içinde yaşamaktan geçiyor. Kopukluk sözcüğünü kullanma sebebim ve amacım, nesnel gerçekliğin zihne bağlanma safsatası sokmasıdır ve bunun Descartes'çı bir şekilde aşarak zihne kılavuzluk etmektir. Geçmiş deneyimlerden biliyorum ki nesnel gerçeklik(gerçekler kümesi) her zaman yöntemlerin yanlış yanlarını gösterirmiş gibi yapar ama antropik(insansal) ilkemiz bizi bundan koruma içgüdüsüyle hareket eder. /4
Selim okurunun profil resmi
4) Kaynaklarımızı sadece aydınlanmış bir sosyal bilince ayırmamız gerekiyor ve bizim dışımızdaki insanların felsefelerine hassas bir düzeyde güvenmemiz gerekiyor. Özgür irademiz kısıtlıdır ama hep vardır. Eğitimle insan hem dönüşmüştür hem de bilgi, biliş sahibi olmuştur. Akılsız, geri zekalı tek bir insan yoktur yer yüzünde. Kendi soyut dünyasını kendinin hapishanesine çevirmiş, trajedi yaşamış insanlar vardır. Elimizdeki kurtuluş için akılcı seçimler yapmaktan başka bir çaremiz yoktur. Duygusal yanlarımız bizleri yanıltır. Antropik ilkeye göre hareket ederiz duygusal olarak ve kendi hayatımızın efendisi olmak gibi bir yükümüz var. Tecrübemle sabit olan bir şey belirteyim: Yükü azaltacak kısa yollar her zaman ters teper. Bunun açıklaması maalesef çok yüzeysel olarak şudur: İlişkilerimize ayırdığımız kişisel kaynak, aydınlanmış bilinçten çaldığımız kaynaklardır. İnsanlar en azından günde bir kez rasyonel tercih yapabilen canlılardır. Öyle olmasalardı çoktan medeniyet bitmişti. Bizler temellendirilmemiş bir güvenmeyi yanlış bulmaya yatkın canlılarız ama nesnel gerçeklik hem soyut hem somut gerçekleri içerir./5
Selim okurunun profil resmi
5) Antropik ilkemiz, etik ve ahlak alanında yol göstermeyi teori sayesinde başarabilir. Etik ve ahlak konuşmak en yüksek teorik faaliyetlerden biri olmalıdır. Evrensel ilke olarak her toplumu ilerletebilecek teorik evrensellik gözetilmelidir. Toplumsal canlılar olduğumuz için bireysel olarak yapabileceklerimiz bir rahatlama getirebilir. Ancak ahlak yozlaşması fakirliğin ortadan kalkacağı yola girmeden duramaz. İnsanların pratikte devrim yapabileceği şeylerin başında ekonomik refahlık getirme olmalıdır. Bu refah sayesinde Türkiye dünyanın en ahlaklı ülkesi olabilir./6
Selim okurunun profil resmi
6) Diyalektik materyalizm, bir bilgi yöntemi oluşturma sporudur. Geleneksel felsefenin verilerini alıp gerçekliğe uyarlamayı dener. Bunu sosyal deney olarak gerçekleştirmez. Diyalektik sanatını kullanır. Bir soyut başarının gerçekleşme koşullarını sunmaya çalışır. Sosyolojik olarak insanı toplumsal bir varlık olarak görür ve nesnel gerçeklik kümesinde değerlendirir. Gelişme ve gerileme koşullarını bu iki yalın gerçeğe göre sunar. Bunun detayları belki ileride veririm./7
Selim okurunun profil resmi
7) İnsan duygusallığı hem problem hem çözüm sunabilen karmaşık bir nesnel gerçekliktir. Bu gerçekliğin töz haline dönüştürülmesi gerekiyor. İnsan iletişimini dışarıdan denetleyen ama aslında kopuk bir ilke olarak.../8
Selim okurunun profil resmi
8) Yaşadığımız gerçek dünya sağlıksız bir dünyadır. Zihinsel açıdan aşmak mümkün değildir şimdi. Bedenimizin sağlığından sorumluyuz. Sağlam kafa gerçekten sağlam vücutta bulunuyor. Bu zayıf zihinler ahlaki yozlaşmayı getiriyor. Gerçek dünya tepki verseydi bizler rahatlayabilirdik ama tepki vermeyecek. Dünyanın kurtarıcıları bütün insanlardır çünkü bu ahlaki yükümlülüğümüzdür/9
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.