Uzun uzun okudum. Bu öğlen sonrasından beri,
kulaklarımda yağmurun camlardaki hışırtılı sesi.
Bir şey duymaz oldum dışardaki rüzgârdan,
elimdeki kitabın yoğunluğundan.
Yüz çizgileriyle karşılaştım sayfalarına baktıkça,
düşüncelerin bulutlarıyla koyulaşmış çizgiler,
ve ben okudukça perde perde açılmakta zaman.
Bir anda ışık düştü bütün sayfalara,
ve o korkutucu sözcük kargaşasının arasından
akşam, akşam...kendini gösterdi her yanda.
Henüz bakmıyorum dışarı, ama yine de parçalanmakta
uzun satırlar, sözcükler ise yuvarlanıp gitmekte
kopup ipliklerinden, gönüllerinin istediği yana...
İşte o zaman biliyorum: dolu dolu parlayan
bahçelerin üzerinde açılmıştır gökler alabildiğine,
güneş bir kez daha açmalıdır, batmadan.-
Ve şimdi bir yaz gecesidir etrafa yayılan ;
dağınıkken bir araya gelenlerin sayısı çok azdır,
uzun yollardan karanlık gölgelerle gider insanlar,
ve tuhaf bir uzaklıktan, sanki çok önemliymişçesine, duyulur şurada burada tek tük olanlar.
Ve şimdi gözlerimi ayırdığımda kitaptan,
tedirginlik duymuyorum, her şey büyüyor
Burada yaşadıklarımdır aslında dışardakiler,
ve burada da, orada da bir sınırsızlık var;
tek değişen, alıştığında bakışlarım nesnelere
ve kitlelerin o ciddi sadeliğine,
çok daha fazla kaynaşıvermem hepsiyle,-
o zaman aşıyor sanki yeryüzü kendi kendisini,
bütün bir gökyüzünü kucaklar gibi,
son yıldız, sanki son yuvaya dönüşüyor.
Sayfa 75 - Kavram