Ne de olsa bir öyküyü yıkmak çok kolaydır. Bir düşünce dizisini bozmak. Bir porselen eşya gibi özenle oradan oraya taşınan bir düşün bir parçasına zarar vermek.
İnsan kör ve vicdansızsa kolay olabilir ama ya görüyorsa olanı, olacağı ve ikisi arasındaki ilişkiyi kurabiliyorsa…
Geçen (ikinci defa) bir animasyon film izledim. ÖLÜ GELİN (2005)
Filmin (ölü) kahramanı da bir(ini) yıkım işine girmişti ama son anda (filmin son sahnesinde) kendisinde olanları fark etti ve vazgeçti yıkımından… Yıkamadı.
Kendimizde olanları, neden yıkım içine girdiğimizi ve bunun olası sonuçlarını görür, gördüklerimizi de önemsersek, bunu yapmayız. Bunun için de gözümüzün ve vicdanımızın körleşmemiş olması da gerekiyor.
Gözlerimizin açık, yüreklerimizin nefretten uzak sevgi dolu, vicdanlarımızın hep aydınlık, olması dileklerimle.