İlkel toplumlar ayın belirli
zamanlarında seksi yasaklayarak, seks ve
üreme kaosuna bir düzen getirebildiler. Zaman geçtikçe erkeklerin kadın
korkusu, düpedüz düşmanlığa dönüştü ve âdet gören kadına hem tehlikeli
hem de pis gözüyle bakılmaya başlandı.
Bu inanç sonraki asırlarda değişik
toplumlarda daha da güçlendi. Eski Hindulara göre âdet görmek, sıfır
toplamlı bir oyundu:
Muayyen zamanlarında kadınlarla cinsel ilişkiye
girmenin erkeklerin “gücünü, takatini ve diriliğini” azalttığı düşünülürken,
âdet gören kadınlarla cinsel ilişkiye girmekten sakınmanın erkeğin
bilgeliğini ve canlılığını artırdığına inanılıyordu. Babil’de bir kadının özel
günlerinde dokunduğu her şeyin
-ister eşya ister insan olsun- kirlendiğine
inanılıyordu ve Asurlularda “âdet” sözcüğü “yaklaşılamaz” sözcüğüyle
eşanlamlıydı.