Deniz tasvirleri için okuyordum Conrad'ı, yirmilerimin sonunda. Halikarnas Balıkçısı'nın çevirisinde "palmiyecadalozu"na vurulup kalmıştım: İhtiyar palmiye bu kadar mı güzel betimlenir?
Güneyde geçen bir roman yazmaya çalışıyordum, deniz tasvirleri, kabardıkça kabaran beyaz yelkenler, imbat, yeşil ve kırmızı ışıkları dönenip duran deniz fenerleri, söndü! yandı! sanırız. Âşıktım. Güneyde geçen roman aşk içindi. Sızısı bile kalmadı.