Kundera'nın o çok ünlü romanındaki kahramanı gibi, "hayatı o kadar hafif yaşamaya yetmiyor bizim gücümüz."
Ağır bir şekilde yaşıyoruz biz hayatımızı. Mutluluk kavşaklarında hafif manevralar yapamıyor, ağır hamlelerle mutsuzluğa ve pişmanlığa doğru yürüyoruz.
Taşımızı yanlış yana sürüyoruz.