Gönderi

"Söylesene Fritz", diye başladı, "yarın çocuklara gitmeleri için gerçekten de izin vermeyecek misin? Çok mutsuz olacaklar, özellikle de ufaklık. Yaptıkları o kadar da kötü değildi. Onları neden bu kadar katı cezalandırmak istiyorsun ki? Ufaklığa hiç mi acımıyorsun?" .... "Üzülüp üzülmediğimi mi soruyorsun? Artık üzülmüyorum cevabını verebilirim. Ona zor gelse de, aslında cezalandırıldığı için rahatladı. Asıl dün mutsuzdu, kırdığı oyuncak at, ocaktayken ve tüm ev halkı oyuncağı ararken, kendisi her an oyuncak bulunur korkusuyla yaşıyordu. Korku cezadan çok daha fazla ürkütücüdür, çünkü ceza kestirilebilir bir şeydir, ancak korku belirsizdir ve o gerginlik sonsuz bir dehşet duygusu yaratır. Fakat kızımız cezasını öğrenir öğrenmez rahatladı. Ağlaması seni yanıltmasın, rahatladığı için ağladı, öncesinde baskı altındaydı. Ve bir şeyi saklamak, söylemekten daha ağır gelir insana. O eğer çocuk olmasaydı ya da içini en gizli noktasına kadar görme olanağımız olsaydı, inanıyorum ki aldığı cezaya ve döktüğü gözyaşlarına rağmen, dün olduğundan daha iyi hissettiğini görürdük. Oysa dün, görünürde kaygısızca ortalıkta dolaşıyordu ve kimse onu suçlamıyordu."
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.