Gönderi

Zamanın genç hali, kendini o vakit beğenmediği ama kağşayınca eski hallerine ve eski bitirdiklerine bakıp da “bir vakit ben böyle miydim,” dediği, etrafın da vakit o vakit ilken yani güneş tepede sular berrak ve o henüz o iken sesini düğümleyip oturanın da şimdi dönüp “evet o güzeller güzeli sendin, nasıl güzeldin bir bilsen,” dediği, dönüp de “niye vaktinde bildirmedin peki?” denilemeyen zamandan, çağın gizli, tanıkların suspus olduğu zamandan, yeni yaşanan zamandan, meçhulden, yani geçen zamandan elimize dört beş kitap, etnografya müzesinde kemik kalıntıları…. hâlâ arkamızdan kalan geçmişin ıslığı kaldı.
Sayfa 16
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.