Gönderi

Gençlik... Bu da bir rüya. Rüyaların en süslüsü, en şaşaalısı, en emel süsleyicisi. Hayat boyunca ancak bir kere görülebildiği için en aldatıcı olanı. Of,gençlik dönüşü imkansız olan hayat bölgelerinin uzaklık sisleri içine gömülmüş, her an bizden kaçan bir varlığımız. Yoklukla varlık kelimelerinde anlam farkı arayan mantıkçıların, terminolojistlerin bu iddialarına ben şimdi gülüyorum. İşte ben mevcudum. Fakat mevcudiyetimin geçmiş kısımları yok olmuş,yalnız beyin hücrelerimde bıraktığı her an uçmaya meyilli bir zaaf eseri. Şimdi beni ağlatan, hem ruh okşayıcı hem gönül yakıcı, tatlı, acı bir hatıradan başka beni geçmiş hayatıma bağlayan bir vasıta yok. Demek ki ömrümüz bir masuradan boşanıp diğerine sarılan, uçları meçhul bir yaratılış ipliğidir. Demek ki ömrümüz her saniye ölüyor da haberimiz yok. Biz yalnız bu ölüm parçalarının toplanmasını bekliyoruz. (Durarak sağına soluna mahzun mahzun bakınır, öksürür) Şimdi bulunduğum yaşın ağır yükü altından silkinip hayatıının kırk sene evvelki aydınlık ufukIarına doğru şevk kanatlarını hareket ettirebilmek için düşüncemde bile cüret, cesaret daha doğrusu kuvvet kalmamış.
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.