Kim kimden kopya çekiyordu? Hayat mı kitaptan, kitap mı hayattan?
"Bugün 16 Kasım 1980.
Saat on altı kırk iki.
Sayın dinleyiciler, burası Radyo Şarampol!"
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
İlk gençlik heyecanlarınızı,
Lise yıllarınızı, ilk kopya denemelerinizi,
Asla bitmeyecek dediğiniz dostlukları,
Dikiş makinesi seslerini,
Mektuplaşmaları,
Defter kenarına yapılan süslemeleri,
Radyo yayınlarını, istek parçaları...
Sahi, hayatınızda hiç istek parça yapıldı mı sizin adınıza? Veyahut siz başkasına?
"... kendimi hâlâ hiçbir yerin ve hiçbir şeyin bir parçası olarak hissedemiyordum." (s. 37)
Zorlu yıllar değil mi, hep güzel hatırlasak da... Biz hep en zorunun 21. yüzyıl olduğunu iddia etsek de 
İlber Ortaylı'nın da dediği gibi, her dönemin kendine özgü zorlukları var. Bu yüzden insanlar hep kendi yaşadıkları dönemi en zor olarak ifade ediyorlar. Darbeler, sokağa çıkma yasakları, hapisler, ekmek kuyrukları, kaçışlar, ayrı kalışlar... Saklamadan bir kitabı dahi okuyamamak... Onu toprağa gömmek ve sanki ölen bir dostu ziyaret eder gibi başucuna gidip onunla konuşmak. Yokluktan aynı kitabı defalarca okumak. Çocukluğumu hatırlıyorum, ilk kitabımı defalarca okuyup ezberlemiştim, babama ispat edeyim bana yeni kitap alsın diye. Aldığı kitabı dün gibi hatırlıyorum: Nasrettin Hoca, Sen de Haklısın.
Filiz, daha on dört yaşında... Öyle heyecan vericiydi ki onun duygularına şahitlik etmek. Onunla o yılları yaşadım sanki. Onunla nefes aldım. Onunla heyecan duydum. Onunla yelken açtım ilk aşka: "Çünkü tek çocuktum, çünkü solaktım, çünkü boyum yaşıtlarımın hepsinden uzundu ve hatta son günlerde sol ayağımın sağ ayağımdan daha hızlı büyüdüğünü gözlemliyor ve daha da büyümesinden korkuyordum." (s. 9) Ve Ali, sınıfa İstanbul'dan gelen çocuk... İlk gençlik kıpırtıları, birbirini ilk anlayışlar... "İnsan ancak bir insanı hem anlayıp hem anlayamadığında, onunla hiç tanımadığı bir dünyaya girdiğini hissettiğinde aşık oluyor galiba." Ve Mine abla, Asım, Muharrem, Rengin...
Baudelaire'in dediği gibi, eskiden "Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım" gibi geliyordu. Ama burada öyle hissetmiyorum. (s. 244)
Sahi?
Bütün hikayeler başladığı yerde biter mi?
Antalya'da bir yer "Şarampol"
Oralı olanlar iyi bilir,
Peki nereye kadar uzadı bu hikaye?
Kendimi Berlin Duvarı'nın yıkılışında bulacağımı asla tahmin etmezdim mesela...
Neden gider insan?
Olduğu yerde mutlu olmayınca mı?
Oraya ait hissetmeyince?
Gittiği yere ait hissedecek mi peki?
Size soruyorum, olmaktan mutlu olduğunuz yerde misiniz?
Ah, durun...
Radyoda bir şarkı,
Arım Balım Peteğim, youtu.be/GyqXgUF3CMo?si=...
Seksenler dizisinde buldum kendimi bir an, Dilimde 
Yusuf Hayaloğlu, Topal Sevda:
"Dün, dün sahilde karşılaştık
Bir an boş bulundum
Sendeler gibi oldum
Öyle bir baktı ki
Ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum."
Bir gün, bir yerde, Filiz ve Ali misali ilk gençlik aşkınız ile karşılaşsanız ne düşünürdünüz?
Turunç reçeli tadında bir kitaptı,
Hiç tatmadığım höşmerim çekti canım.
Duygudan duyguya savruldum,
Yeri geldi ağlaya ağlaya incir reçeli yemekten korktum. Samimiyetini sevdim. Çocukluğuma gittim. Büyüklerimden dinlediğim darbe yıllarına. Kemal Sunal filmlerine, Berlin Duvarına, Kurt Cobain'e... Evimdeki nostaljik radyoya hüzünlü hüzünlü baktım.
"Bugün 22 Mayıs 2024
Saat sıfır sıfır kırk beş
Sayın dinleyiciler, burası Radyo Şarampol!"
·
1.285 görüntüleme
Radyo dan istek isteyenlerden biri benim ve hâlâ ( Alaturka 91,00 ) frekans dan istek isteyenlerdenim.
Dört üniversite arkadaşı Trabzon Tonya' da bir arkadaşımızın yayla evindeyiz. Haftasonu değişiklik olsun diye yurttan ayrılmışız. Soba yanıyor, minnacık, şekli bozuk, tadını hala unutamadığım eğri büğrü dünyanın en lezzetli mısırları haşlanmış önümüze konmuş, zevkle yiyoruz. Bir yandan da radyo dinliyoruz. Birden radyoda isimlerimizi duyduk Tülin, Suna ve Aybüke için diye istek şarkı... Şaşkınlıkla birbirimize bakakalmıştık. Bu üç isim kolay kolay bir araya gelmez çünkü. Arkadaşımız Emine bizim için istek şarkı yapmış meğerse. Eskiden hayat daha güzelmiş. :) Anılara yolculuk yaptım.
İnceleme yazan nadir insanlardan birisiniz. Çok güzel inceleme yazan bir kaçının da başında geliyorsunuz. Kaleminize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.