Gönderi

Ah şu ormanlar... .d
Bu görünümün umutsuzluğuyla sessizce yüreğimi besliyordum. Bu sırada hafif bir hışırtı beni ürküttü. Kaçmaya hazırlanarak gözlerimi çevrede gezdirdim, kimseyi göremedim: Ancak güneşin vurduğu kumlar üzerinde önüme doğru kayarak bir insan gölgesi geliyordu. Benimkine benzemiyor değildi; yalnızca dolaşıyor, sahibini yitirmişe benziyordu. O zaman içimde güçlü bir istek belirdi: "Ey gölge, sahibini mi arıyorsun?" diye düşündüm. "Sahibin ben olayım!" Ve yakalamak için üzerine atıldım. Çünkü bir kez ayaklarımın ucuna gelecek biçimde üzerine basmayı başarırsam, orada yapışıp kalacağını ve zamanla bana alışacağını sanıyordum. Bu davranışım üzerine gölge kaçmaya başladı. Ben de bu hafif kaçağın arkasından yorucu bir iz sürmeye kalkmak zorunda kaldım. Buna yetecek gücü bana yalnızca içinde bulunduğum korkunç durumdan kurtulma düşüncesi veriyordu. Gölge, henüz oldukça uzakta bulunan bir ormana doğru koşuyordu, eğer ormanın gölgelerine girerse kendisini ister istemez yitirecektim.
·
1 artı 1'leme
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.