Gönderi

☆İSTANBUL SÖZLEŞMESİ☆
Türkiye, BM'nin “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"ne 1980'lerde imza koymuştur. Sözleşme imzacı devletlerde yasa hükmündedir. Öyledir de, acaba sözleşme hükümleri ülkemizde yeterince yerine getirilmiş midir? Türkiye, 2011'de Avrupa Konseyi'nin aile içinde ve toplumsal alanda kadınlara yönelik şiddete karşı önlemler bütünü olan "İstanbul Sözleşmesi"ne de imza koymuştur, üstelik sözleşmenin doğduğu toplantının ev sahibidir. Peki şimdi ne olmuştur da, İstanbul Sözleşmesi tu kaka ilan edilmektedir? Sözleşmede dünya kadınlarına karşı işlenen suçlar bahsinde sıralanan edimler -son iki madde dışında- ülkemizin halleri değil midir? Suçlara bir bakalım: ◉ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik); ◉taciz amaçlı takip; ◉tecavüz dahil, cinsel şiddet; ◉cinsel taciz; ◉zorla evlendirme; ◉kadınların sünnet edilmesi; ◉kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama. Kadınların her geçen gün daha fazla şiddete maruz kaldığı, neredeyse her gün bir kadının cinayete kurban gittiği ülkemizdeki bu tuhaf tartışma nedir? Bu gecikmiş bir yanlış anlama mıdır, kasıtlı bir yanlış anlama numarası mıdır?
Sayfa 52 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.