Bazı filozoflar başkam bir saraym içinde yanan bir lâmbaya benzetiyorlar. Halk bu lâmbanın etrafında toplanır ve sanayi ile meşgul olurlar ve onun saçtığı aydın lıktan yararlanırlar. Böyle bir aydınlık içinde kimseden herhangi bir pislik kalmaz. Lâmbanın ışığı ne kadar fazla olursa, etrafında bulunanlar da o nisbette işlerini kollayıp hisse sahibi olurlar. Fakat lâmba ışıksız olur, tıpkı ölüyü beklemek için sönük bir şekilde yanan bir mum durumunda olursa etrafındaki bütün halk perişan düşer, sanayi’i terkederler. Her tarafta düşmanlar kendilerini gösterirler, kitle rencide olur, sanayi’ durur, hattâ başkalarının elinde bulunan şahsî serveti bile yok olur.