Gönderi

Müslümanlar, Allah'ın arslanları idiler. Şimdi "kuşa kurda yem olmaları", köleliğin, uyduluğun,kara-kapitalizmin, kızıl-komünizmin çevresinde karakulaklar gibi dolaşmaya kendilerini mahkûm görmeleri ve bilmeleri reva mıdır? Yok mu bir kahraman ki, meddin güneşe en yakın serhaddinde, kamaşmış ruhlara şöyle seslenmesini bilsin: "Battığımız çirkeften kurtulmak için hep birden Allah'ın İpine sarılalım kardeşlerim! Medcezir çırpınışından, kuşku, korku ve umutsuzluk çırpınışından bizi (temkin) sularına erdirecek yalnız bu olacaktır. Sürekli gece, sürekli kış, sürekli ölüm yoktur. Her an diriliş şafağının eşiğinde bulunuyoruz. Yeterki, sırları kurcalamasını, aramasını bilelim. Gönüllerin birleşip hakikata dönüşünden, ayın güneşe çevrilmesi mucizesi gerçekleşecektir. Nefs kaygılarımızı bırakarak Kutlu Toplumun varoluşunda fenaya, oradan da Allah'ın varlığında bekaya yönelelim. Doğuya, Batıya, bekleyen insanlığın ufuklarına dikelim fazilet anıtlarını. "Başarı Allah'tandır", "Allah'tan başka havî ve kuvvet sahibi yoktur" inancıyla donanarak dünyanın en âciz halkları olmaktan çıkıp en kudretli Milleti olmasını bilelim.
Sayfa 12
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.