Gönderi

Albay hâlâ tınmıyordu, bayırda, yağan kurşunların ortasında, generalden gelen küçük mektupları alıp telaş etmeden okuyuşunu, ardından da küçük parçalara bölerek yırtışını izliyordum. Bu mektupların hiçbirinde bu iğrençliğe derhal son verme emri yok muydu yahu? Yukarıdakiler bu işte bir hata olduğunu söylemiyorlar mıydı ona? Korkunç bir hata? Kâğıtlar yanlış dağıtılmış? Hata yapılmış? Yapılmak istenen aslında cinayet işlemek değil de gırgırına manevralarmış! Hiç de değil! “Devam edin albayım, doğru yoldasınız!” Korkudan her seferinde rengi biraz daha yeşile çalan, ödü patlamış bir irtibat erinin beş dakikada bir getirdiği o zarflarda hepimizin şefi, tümgeneral des Entrayes'ın* ona yazdığı buydu herhalde. Şu irtibatçı oğlanı korku kardeşim ilan edebilirdim! Ama kardeşçe kucaklaşacak zamanımız bile yoktu. * Des Entrayes: Bu isim Fransızcada des entrailles sözcüğünü (bağırsak ya da iç organlar) çağrıştırıyor (General Darsak gibi)
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.