Bir ıtriyat mağazasının camekânı önünde durdular. Burada herşey, tek başına
konmuş zarif bir küçük şişenin tatlı mavisi, kırmızı ipek bir püskül, siyah
kadifelerin arasında gizlenmiş ve ampulün yumuşak ziyası, bir gümüşün
parıltısı... gözleri ayrı ayrı çekiyor ve zap-tediyordu; burada herşey, rahat ve
mes'ut insanların kullanmayı âdet ettikleri eşyaydı; burası, aynı zamanda, bir
insanın ne kadar mes'ut olabileceğini hissettiren imkânlara doğru açılmış
pencereydi.