1977-78 yılları. O zamanlar Mecidiyeköy'de oturuyorduk. Bir kağıt hurdacısı keşfetmiştim Gülbağ'da. Hurdacılara verilmiş kitapları-dergileri kiloyla alıyordum. Bir kitap parasına 30-40 kitap. Lale Devrimi yaşadım. Sonra uyandı eleman. :))) İyi roman kötü roman ayrımını bu döneme borçluyum.
Bir dergide bir şizofreni kızın anılarından da parçalar olan uzunca bir öykü okumuştum. O kadar çok ağlamıştım ki anlatamam. Her okuduğumda nerede yaşadığıyla ilgili yeni ipuçları buluyordum. Şişli'de bir yerlerde oturuyormuş. Adresi tam belli değildi kızın. Yeni Karamürsel mağazasının arkalarına denk geliyordu. Kıza aşık olmuştum. Sürekli onu hayal ediyor, el ele yürürsek eğer, iyi olacağını düşünüyordum nedense. En az iki cumartesi o sokakları arşınladım. Bulamadım tabii. Sonraları bunun tamamen bir kurmaca olduğunu anladım. Yazarın kurmacasındaki kıza aşık olmuştum. :)))
Bu güzel, oldukça samimi incelemeniz aklıma neler getirdi bakın?
Kaleminize sağlık efendim.