Stefan Zweig in daha önce Satranç isimli kitabını okumuş ve beğenmiştim; Bilinmeyen Kadının Mektubunu da beğendim, mutluyum. Kısacık bir kitaba dolu dolu, oldukça anlamlı bir hikâye sığdırmak... bunlar kitabı güzel yapan, yazarını okutturan etkenlerden.
Bir kadının, hayattan beklentisinin sona ermesiyle birlikte, tüm duygu yoğunluğuyla yaşadıklarını, hislerini bir mektupla beraber sevdiği adama ve dolaylı yoldan bizlere de ulaştırmasıyla büyük, yıkık dökük bir aşka tanıklık ediyoruz.
Aşk, farklı bir psikolojiyle, farklı bir yaşanmışlıkla önümüze çıkıyor bu kitapta. Adı bilinmeyen kadının, aşkı en yalın haliyle, tüm çıplaklığıyla; acısıyla tatlısıyla, tüm masumluğuyla bizlere aktarması... Gerçeklik duygusu sardı beni; hem oldukça uçuk hem de oldukça yakın bir hikâye. Güzeldi.