Gönderi

Arapların milliyetçiliğe susamışlığını daha da körüklemek İçin, ingilizler ortaya birkaç kemik fırlattılar. Faysal artık Suriye Krallığı’ndan atılmış olduğuna göre, Irak Kralı olarak ilân edildi ve o toprakları İngilizlerin emri altında yönetmeye başladı. Yeni kurulan Trans-Ürdün sömürgesine gelince, İngilizler kollarını bir kere daha Hicaz’a doğru uzattılar, oradan Şerifin öbür oğlu Abdullah’ı bulup aldılar, onu Ürdün Kralı olarak ilân ettiler. Arap Yarımadasından gelme Hâşimiler olan Abdullah ve Faysal, aslında şu sıra İngilizlerin emri altında yönetmekte oldukları toprakların tümüyle yabancısıydılar. Mekke Şerifi’ne gelince, o kendisini Kızıl Deniz’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan bir ülkenin yöneticisi olarak görüyor, bu ülke sınırlarının Irak’ı, Suriye’yi, Filistin’i, Sina’yı, Lübnan’ı ve Arap Yarımadasının geri kalanını da kapsamına alacağına inanıyordu... oysa sonunda eli boş kaldı, Suudî ailesi Hicaz’ı fethedince kaçtı, sürgün yaşamı sürmeye başladı. Hem Araplara, hem Yahudilere, hem de müttefikleri olan Fransızlara yalan söylemiş olan İngilizler; bir kukla Ürdün Krallığı yarattıktan sonra, bu sefer Filistin Mandası’na dikkat yönelttiler.
Sayfa 35 - İnkılap - 1985Kitabı okudu
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.