Sabahattin Ali'nin bu kitabına başladığım zaman bir büyüye kapılmış gibi hissettim kendimi. Romanın içerisine öyle bir dalıyorsunuz ki kitap sona erene kadar sizi o dünyadan uyandırmak pek mümkün olmuyor. Muazzam mekan betimlemeleri, uzun ve açık cümleler, mükemmel tahliller... Denebilir ki bu kitap Sabahattin Ali'nin roman dalında yazdığı en müthiş kitaptır. Hem kendi fikirlerini gayet net bir şekilde kahramanlarının ağzıyla ifade edebilmiş, hem kurguyu çok iyi kurmuş hem de edebi manada çok kıymetli bir eser konumuna yükselmiştir. İnsanın içindeki şeytan nedir? Böyle bir şeytan var mıdır? İşte Sabahattin Ali diyor ki insan iradesi varsa şeytan meytan yoktur. Bunlar bizim arkasına saklandığımız bahanelerden başka bir şey ifade etmez. Her işi kendimiz yaparız, kendimiz karar veririz ve pişman olduğumuz bir işte de ilk başta kendimizi sorgulamalıyız, dış güçlere topu atarak bundan kaçınmamalıyız. Bu fikirleri temel edinmiş bir düşünceyle kitabın buna uygun gidişatını görüyoruz. Ömer'in yaşadığı kararsızlık, tembellik, korkaklık ve zayıflık durumları tüm çıplaklığıyla esere yansıtılırken kastedilen şey budur. Gene Ömer'in istemediği halde istemediği bir çevreden arkadaş edinmesi, belirli sınırların dışına çıkmaktan korkması, önemli meselelere yanaşmaması, fikirlerinin sürekli değişkenliği ve kendisine hiç yakışmayan işler yapması buna örnektir. Ömer'in bu hali kendisine aşık olan Macide'yi çok yıpratır. Samimi arkadaşı Bedri'yi de çok yıpratır. Fakat yapılacak bir şey varsa tümüyle insanın kendi iradesine bağımlı olan bu şeytanı yok etmektir.

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,8bin okunma

·

9 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arda Çolakoğlu