Gönderi

İleride, gözün ulaşamadığı bir uzaklıkta, şafak ağır ağır sökmekteydi. Şafağın doğurgan rahminden sökün eden ilk ışıklarla yeni bir gün doğuyordu. Beyaz sisler arasından, altın renkli ışınlar süzülüyor, sonra alev alev yükseliyor, yeryüzüne yayılıyordu. Gülsarı, doğan güneşe, ufukta tek başına parlayan o yıldıza doğru koşuyordu. Ayazdan kaskatı olmuş yol namlı yorganın nalları altında eziliyor, çıtırdıyor, çınlıyordu.
Sayfa 210 - ÖtükenKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.