Gönderi

Ne kadar da tanıdık!
Demek, gerçek niyetleri bizi asmaktı. Belki altmışımızı birden olmasa da içimizden seçecekleri on-on beş kişiyi elbette en başta en tanınmışları asacaklardı. (Bakın hala iyi niyetle içimizden on-on beşi diyorum.) Suçu solcuların üzerine atacaklar, kendileri suçtan kurtulacaktı. Böyle bişey olsaydı, yani asılsaydık, insanlar bizim suçsuzluğumuza inanırlar mıydı? Hayır, inanmazlardı. Çünkü inanılmaz ve çünkü hiçbir mantık, hiçbir akıl, hiçbir vicdan, hiçbir sağduyu, hiç mi hiç suçu olmayan insanların asılmış olmasını kabul edemez. "Herhalde bir suçları vardı ki asıldılar..." diyeceklerdi. Olsa olsa cezanın ağırlığı üzerine tartışılırdı: "Canım efendim, ne vardı idam edecek, yazık oldu. Müebbet hapis verselerdi olup biterdi."
Sayfa 74 - Nesin Yayınevi, 3.Basım, Ekim 2017Kitabı okudu
··
12 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.