Item: Bekaretin "El Değmemiş" Tarihi
Rating: 10 puan verdi
Author: Elif

Elif

@turuncgil·

24 Mart 2018 04:22

414 syf.

10/10 puan verdi

Gene uber ahlaksız kabul edileceğim, şikayet edilecek incelememden selamlar... Sivri dilliyim, tabulara dokunmadan edemiyorum bir türlü ne yapayım... Biliyorsunuz ülkemizde çoğunluğa ahlaklı görünmenin iki yolundan biri dindar olmak, diğeri seks denilince üç maymunu oynamak ve ben her seferinde ahlaklı olmaktan sınıfta kalıyorum. En baştan söyleyeyim, bu incelemeden sonra rahatsız edici mesaj alırsam şayet incelemenin altına ifşa edeceğim... Seksten bahsetmem, mesajla taciz edilmemi meşru kılmaz. İstediğimi yazar, istediğimi konuşurum. Düşüncelerimi ve beni marijinal bulacaklara amme hizmeti (muhafazakar dünyada da pek farklı değil durum, tek fark dürüstlük yok): kadinlarkulubu.com/forum/search/79... O zaman gelelim incelemeye... Seks yapmak, biyolojik bir ihtiyaçtır. Su içmek, yemek yemek, uyumaktan da bir farkı yoktur. İşin özü bunun hakkında sayfalarca konuşulacak, çıkarım yapılacak bir yanı da yoktur. Seks, sekstir. Bu kadar. Ama tabii ki de insanların dallanıp budaklandırdığı, kendi kendine anlam yüklediği bu konu artık ciddiye alınıp üzerinde bir şeyler karalanacak bir hal almıştır. Onun toplum üzerindeki etkilerini görmezden gelerek çıkarımlar yapmanın topallayarak yürümekten bir farkı yoktur. Cinsellik hakkındaki önyargılarımız köklü ve sabittir. Uçları tee insanların tarımda alet kullanmasına kadar dayanır. Özel mülkiyet kavramı, mirası; miras bırakma aileyi doğurur. Bekaret de ilk çocuğun kişinin kendisine ait olduğunu kanıtlayan bir senettir nitekim. Geriden ileriye doğru yavaş yavaş şişirilmiştir daha sonra ve toplumun en büyük problemlerinden biri haline dönüşmüştür. Cinsellik diyorum ama konu tabii ki de kadın cinselliği. Çarpık, yoz bir ahlak anlayışı vardır bizim toplumumuzda. İki kişinin birbirini sevmesi ya da birbirini mutlu etmesi gibi masumca şeyleri kendi sevgisiz, pis, kötü zihniyetli kafasında ahlaksızca bir yere oturtur. Ne felsefi ne de ahlaki bir açıklaması olmamasına rağmen kendinden emindir. Çoğunluk ona hak verdiğinden, hiç öyle bir açıklamaya da gerek duymaz zaten. Seks iki kişinin aktivitesinden çok, kadının kendini sunduğu, kullandırdığı edilgen, pasif bir deneyimdir. Kadınların da cinsel arzularının olduğunu belirtmek toplumda gayri ahlaki bulunur. Hele hele seksle ilgili bir konuda kadın fikir belirtmeye görsün, o artık yolludur. Genel söz dinleyen kadın imajından çıkar ve evet, onun vücudu aynı zamanda ortak mülkiyettir de. Eril kişi onun vücudunda hak talep etmekten hiç çekinmez. Hatta öyle ki bazen hemcinslerim tarafından da savunulur bu durum, olası bir tacizde mahkemeler bol keseden indirim dağıtır. "Zaten bakire değildi." indirimi mesela... Konuyu dallandırıp budaklandırmak istemiyorum, hepimizin az çok bildiği konular. Yazdıkça parmaklarım durmuyor zira, söylenecek o kadar çok şey var ki... Bugün tecavüzlerin tacizlerin alıp başını gitmesinin; bir an olsun kadınlar kadın olduğunu erkekler erkek olduğunu unutarak hareket edememesinin en büyük nedeni doğal bir güdü olan cinselliğin uzun yıllar bastırılıp toplumu hastalıklı, sapkın bir ruh haline getirmesidir. Kadınlar usturuplu giyinmelidir, giyinmezse sekse davet eder. Kadın ve erkek arkadaş olmamalıdır, olurlarsa seks yaparlar. Kadın çok fazla gülmemelidir, kadınlı erkekli gezilmemelidir, asansöre binilmemelidir... Toplumu nasıl bir boktanlığa sürüklediğinizi gerçekten göremiyor musunuz? Gündüzleri sporla üreniyor gibi davranılan caanım ülkemde, ışıklar kapanıp, herkes evlerine dağıldığında en çok konuşulan konunun da seks olması da pek tesadüf değil. Bugün 11-12 yaşlarında ergenliğe giren bir çocuğun üniversiteyi bitirme, iş bulma, para biriktirme, kendini keşfetme gibi olgunluklara erişip en erken 25 gibi bir yaşta evlendiğini düşünecek olursak hiçbir mantıklı ahlaki sebebe dayandırmadan cinselliği 14 sene beklemenin aptallık olduğunu öngöremiyor musunuz? İnsanların inşa ettiği bir evlenme dairesine gidip, insanların yazdığı kanunlarla, varoluşumuzdan yüzlerce yıl sonra icat ettiğimiz imzalarla bir söz vermenin o kadar da mühim bir şey olmadığını anlayamıyor musunuz? Bütün bu bir boka yaramayan değer sürüsünün bir sürü kadının ölümüne yol açtığını, seks yaptığı öğrenilmesindense eski sevgilisinin tehditlerini sineye çekip tecavüze uğramayı tercih eden onlarca kızın varlığını... bilmiyor musunuz? Evet, kitap bekaretle ve zarlarla ilgili. Geçmişten bu yana, bacak arasındaki ince bir zara – ki bu zarın varlığından 1800lü yıllara kadar kimsenin haberi bile yoktu- ne gibi işlevler yüklenilmiş, bu nasıl olmuş, tarihçesi anlatılıyor. Bekaret sadece insanlarda önemli, ne yazık ki ilkel sayıp burun kıvırdığımız hayvanlar bunu pek sallamıyor. Erkek fil, dişi filin himen zarı yırtıldı diye ona olan ilgisini azaltmıyor. Evrimsel anlamda hiçbir yararı yok bu zarın. Bekaretini kaybetmiş bir kadın, bekaretini kaybetmemiş bir kadından daha farklı gözükmez, daha farklı davranmaz. Bekaret esasen soyut bir kavramdır. Onu elle tutulur bir hale getirip somutlaştırmak da gülünçlükten öteye geçemez. Ama ne yazık ki insanlar gülünç canlılar... Birçok kişinin bakış açısını değiştireceğine inandığım, içinde güzel bilgiler bulunan bir kitap. Dili pek ağır değil, kitabın en başındaki çevirmenin önsözünü saç baş yolmadan okumaksa pek mümkün değil. Gerçekler birer birer yüzünüze çarpıyor, bu kadar işlevsiz bir zar devlet, tıp ve toplum eliyle nasıl bu kadar önemli hale getirildiğine şaşırıyorsunuz. Okuyun ve okutturun...

Bekaretin "El Değmemiş" TarihiHanne Blank · İletişim Yayıncılık · 2014183 okunma

··

1.702 görüntüleme

Medine

@Medos ·

24 Mart 2018 12:44

Bu arada güzel bir inceleme olmuş, elinize sağlık. Biz burada saatlerce tartışabiliriz ama sonuç değişir mi değişmez. O zihniyetteki insanların değişmesi lazım. Tabii kötü bir şey söylemeden edeplice tartışmak da güzel şey. Emre Kongar Kızlarıma Mektuplar kitabında az da olsa cinselliğe değinmiş. Adamı takdir ettim dogrusu. Ben de buna incelemem de değinmiştim. #26270776

Elif

@turuncgil ·

25 Mart 2018 02:31

Çok teşekkür ederim :) incelemenizi bulması kolay olsun diye beğenilerime ekledim, boş zamanımda okuyacağım...

1 sonraki yanıtı göster

Gamze Ö.

@G_M_Z ·

05 Temmuz 2018 18:05

Açık yüreklilikle yazılmış güzel bir inceleme. Önceden de uyarınızı yapmışsınız, rahatsız olacak olan okumasın. Herkes karşıt fikirde de olsa saygı çerçevesinde yorum yapmış, sahada görmek istediğimiz hareketler bunlar. Bu kitabı duymuştum ama okumak nasip olmadı. Okunma sayısı gerçek mi merak ettim. Ellerinize sağlık.

Harun mert

@Birkitapbirpencere ·

24 Mart 2018 11:53

Evet insanın en doğal yemek, içmek gibi fizyolojik bir ihtiyacı olduğunu kimse inkar edemez konuyu islami açıdan degerlendirmek gibi bir hataya düşmüyor bunu zaten bildiğinizi düşünerek devam ediyorum. Bu fizyolojik ihtiyaç benim gözümde son derece hayvani, (yemek içmek gibi) zira bu ihtiyacı giderdikten sonra gelen iğrençlik hissini bilmeyen yoktur sanıyorum. Her ne kadar cinsel birliktelik yaşamasamda biliyorsunuz ki farklı yolları mevcut. Bahsettiğiniz gibi 24 yaşındayım ve cok güzel bir işim var istanbulda herkes kadar isteğim var ve cok sukur ki yapmadım imkanım son derece fazlayken hemde. Bunu söylememin sebebi şu savunduğum şeyi yerine getirmiş olmadan savunmak aptallık diye düşünmem. 2 farklı şehir de 2 farklı üniversite okudum ve birçok şehir gezdim bir sürü ortama girdim. sanıyorum 1000 den fazla insan tanıdım tabi ki insanın ömrü insanı tanımaya yetmez derler ama en azından fikir sahibi oldum. Cinsellik her ortamın temel paydası özellikle erkeklerin. ve erkeklerin yüzde doksanı kadının asla fikrini değil sadece bedenini arzulamakta böylelikle Afedersiniz mal gibi görenler çoğunlukta malesef. Gözlemlerim doğrultusunda bu cinsel birliktelikleri kadınlar çok yüksek oranda sevgi ile yani erkeği sevdiği için yapmakta ancak malesef erkekler de bu olay av Avcı ilişkisinden öteye pek zor gidiyor. Diyor ya sago " kadınlar hassas ve hisli dilekleri içlerinde gizli hatırla işi bitince kaç Romeo gaddarca gitti" Hal böyle olunca bu işi son derece doğal, yapmanın normal, evlilik dışı birliktelikler, vs. Bana son derece insan fırtratına aykırı geliyor. Şimdi işin düz mantık kısmını ele alırsak yani tarihten gelme kültürler bekaret kavramı vs. Bunlar insan yapımı diyorsunuz. Biri de çıkıp dese ki (siz böyle diyorsunuz demiyorum) herkes çıplak gezmeli herkes herkes le istediği yerde ilişkiye girebilmeli bunların tıbben bir zararı yok, (ki bunu siz de diyorsunuz yani Tıb kısmını) ne dersiniz sonuçta bu mantık açısından hiç te kötü bir şey değil. Son olarak bekareti olmayan ölsün, yok efendim yolludur vs. Gibi şeyler kesinlikle demiyorum lakin pişmanlık duyulacak bir şey olduğunu savunuyor ve aleni şekilde devlet politikası gibi evlilik dışı birliktelikleri tasvip etmiyorum. Özetle fikirlerim bunlar Bkz. Avrupada hiv oranları

Elif

@turuncgil ·

25 Mart 2018 01:52

Hayatınızı açık yüreklilikle yazdığınız için öncelikle size teşekkür ederim, dikkatimi çeken ufak bir yer oldu. " bu ihtiyacı giderdikten sonra gelen iğrençlik hissini bilmeyen yoktur" bu tarz bir hisle hiç karşılaşmadım. Muhtemelen cinselliğin bilinç altında kötü bir şey olduğunu düşünüyorsunuz ve suçluluk psikolojisinden bu tarz hislere kapılıyorsunuz. Sağlıklı olan bir ihtiyacı giderdikten sonra rahatlamak ve mutlu olmaktır. Cinsel ilişkiye giren kadınların sevgiyi önplanda tutanları, cinsel ilişkiye giren erkeklere göre bence de daha fazladır -1000'e yakın tanıdığım yok fakat benim de gözlemlerim bu yönde-. Ama her kadın bu şekilde değildir. Fazla olmasının nedeni ise gene kadınların cinsel hayatının baskılanması, erkeklerin ise teşvik edilmesidir. Bu tabuyu kadınlar konu sevdikleri erkekler olunca kırabilmektedir. Kültürle ilgili bir durumu insanın doğasına bağlamak büyük bir yanlıştır. İnsanın varoluşu ne kadar zamandır, evlilik kurumu kaç senedir vardır ki evliliği insan fıtratına dahil edebiliyorsunuz? Sonuçta evlilik insanların uydurduğu bir kurum değil midir? Çıplak gezmek, toplumsal alanda cinsel ilişkiye girmek suçtur. Bunun bir zararı yok demek de bir hatadır. Teşhircilik suçu diye bir şey hiç duydunuz mu? Karşıdaki insana cinsel uzvu onun isteği dışında göstermek taciz olduğu gibi, psikolojik olarak da travmalar yaratabilir. Dolayısıyla ahlaksızcadır. Karşılıklı olarak, rızalı cinsel ilişkiye girmekle de pek bir bağlantısı yoktur.

1 sonraki yanıtı göster