Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

414 syf.
10/10 puan verdi
Gene uber ahlaksız kabul edileceğim, şikayet edilecek incelememden selamlar... Sivri dilliyim, tabulara dokunmadan edemiyorum bir türlü ne yapayım... Biliyorsunuz ülkemizde çoğunluğa ahlaklı görünmenin iki yolundan biri dindar olmak, diğeri seks denilince üç maymunu oynamak ve ben her seferinde ahlaklı olmaktan sınıfta kalıyorum. En baştan söyleyeyim, bu incelemeden sonra rahatsız edici mesaj alırsam şayet incelemenin altına ifşa edeceğim... Seksten bahsetmem, mesajla taciz edilmemi meşru kılmaz. İstediğimi yazar, istediğimi konuşurum. Düşüncelerimi ve beni marijinal bulacaklara amme hizmeti (muhafazakar dünyada da pek farklı değil durum, tek fark dürüstlük yok): kadinlarkulubu.com/forum/search/79... O zaman gelelim incelemeye... Seks yapmak, biyolojik bir ihtiyaçtır. Su içmek, yemek yemek, uyumaktan da bir farkı yoktur. İşin özü bunun hakkında sayfalarca konuşulacak, çıkarım yapılacak bir yanı da yoktur. Seks, sekstir. Bu kadar. Ama tabii ki de insanların dallanıp budaklandırdığı, kendi kendine anlam yüklediği bu konu artık ciddiye alınıp üzerinde bir şeyler karalanacak bir hal almıştır. Onun toplum üzerindeki etkilerini görmezden gelerek çıkarımlar yapmanın topallayarak yürümekten bir farkı yoktur. Cinsellik hakkındaki önyargılarımız köklü ve sabittir. Uçları tee insanların tarımda alet kullanmasına kadar dayanır. Özel mülkiyet kavramı, mirası; miras bırakma aileyi doğurur. Bekaret de ilk çocuğun kişinin kendisine ait olduğunu kanıtlayan bir senettir nitekim. Geriden ileriye doğru yavaş yavaş şişirilmiştir daha sonra ve toplumun en büyük problemlerinden biri haline dönüşmüştür. Cinsellik diyorum ama konu tabii ki de kadın cinselliği. Çarpık, yoz bir ahlak anlayışı vardır bizim toplumumuzda. İki kişinin birbirini sevmesi ya da birbirini mutlu etmesi gibi masumca şeyleri kendi sevgisiz, pis, kötü zihniyetli kafasında ahlaksızca bir yere oturtur. Ne felsefi ne de ahlaki bir açıklaması olmamasına rağmen kendinden emindir. Çoğunluk ona hak verdiğinden, hiç öyle bir açıklamaya da gerek duymaz zaten. Seks iki kişinin aktivitesinden çok, kadının kendini sunduğu, kullandırdığı edilgen, pasif bir deneyimdir. Kadınların da cinsel arzularının olduğunu belirtmek toplumda gayri ahlaki bulunur. Hele hele seksle ilgili bir konuda kadın fikir belirtmeye görsün, o artık yolludur. Genel söz dinleyen kadın imajından çıkar ve evet, onun vücudu aynı zamanda ortak mülkiyettir de. Eril kişi onun vücudunda hak talep etmekten hiç çekinmez. Hatta öyle ki bazen hemcinslerim tarafından da savunulur bu durum, olası bir tacizde mahkemeler bol keseden indirim dağıtır. "Zaten bakire değildi." indirimi mesela... Konuyu dallandırıp budaklandırmak istemiyorum, hepimizin az çok bildiği konular. Yazdıkça parmaklarım durmuyor zira, söylenecek o kadar çok şey var ki... Bugün tecavüzlerin tacizlerin alıp başını gitmesinin; bir an olsun kadınlar kadın olduğunu erkekler erkek olduğunu unutarak hareket edememesinin en büyük nedeni doğal bir güdü olan cinselliğin uzun yıllar bastırılıp toplumu hastalıklı, sapkın bir ruh haline getirmesidir. Kadınlar usturuplu giyinmelidir, giyinmezse sekse davet eder. Kadın ve erkek arkadaş olmamalıdır, olurlarsa seks yaparlar. Kadın çok fazla gülmemelidir, kadınlı erkekli gezilmemelidir, asansöre binilmemelidir... Toplumu nasıl bir boktanlığa sürüklediğinizi gerçekten göremiyor musunuz? Gündüzleri sporla üreniyor gibi davranılan caanım ülkemde, ışıklar kapanıp, herkes evlerine dağıldığında en çok konuşulan konunun da seks olması da pek tesadüf değil. Bugün 11-12 yaşlarında ergenliğe giren bir çocuğun üniversiteyi bitirme, iş bulma, para biriktirme, kendini keşfetme gibi olgunluklara erişip en erken 25 gibi bir yaşta evlendiğini düşünecek olursak hiçbir mantıklı ahlaki sebebe dayandırmadan cinselliği 14 sene beklemenin aptallık olduğunu öngöremiyor musunuz? İnsanların inşa ettiği bir evlenme dairesine gidip, insanların yazdığı kanunlarla, varoluşumuzdan yüzlerce yıl sonra icat ettiğimiz imzalarla bir söz vermenin o kadar da mühim bir şey olmadığını anlayamıyor musunuz? Bütün bu bir boka yaramayan değer sürüsünün bir sürü kadının ölümüne yol açtığını, seks yaptığı öğrenilmesindense eski sevgilisinin tehditlerini sineye çekip tecavüze uğramayı tercih eden onlarca kızın varlığını... bilmiyor musunuz? Evet, kitap bekaretle ve zarlarla ilgili. Geçmişten bu yana, bacak arasındaki ince bir zara – ki bu zarın varlığından 1800lü yıllara kadar kimsenin haberi bile yoktu- ne gibi işlevler yüklenilmiş, bu nasıl olmuş, tarihçesi anlatılıyor. Bekaret sadece insanlarda önemli, ne yazık ki ilkel sayıp burun kıvırdığımız hayvanlar bunu pek sallamıyor. Erkek fil, dişi filin himen zarı yırtıldı diye ona olan ilgisini azaltmıyor. Evrimsel anlamda hiçbir yararı yok bu zarın. Bekaretini kaybetmiş bir kadın, bekaretini kaybetmemiş bir kadından daha farklı gözükmez, daha farklı davranmaz. Bekaret esasen soyut bir kavramdır. Onu elle tutulur bir hale getirip somutlaştırmak da gülünçlükten öteye geçemez. Ama ne yazık ki insanlar gülünç canlılar... Birçok kişinin bakış açısını değiştireceğine inandığım, içinde güzel bilgiler bulunan bir kitap. Dili pek ağır değil, kitabın en başındaki çevirmenin önsözünü saç baş yolmadan okumaksa pek mümkün değil. Gerçekler birer birer yüzünüze çarpıyor, bu kadar işlevsiz bir zar devlet, tıp ve toplum eliyle nasıl bu kadar önemli hale getirildiğine şaşırıyorsunuz. Okuyun ve okutturun...
Bekaretin "El Değmemiş" Tarihi
Bekaretin "El Değmemiş" TarihiHanne Blank · İletişim Yayıncılık · 2014179 okunma
··
1.683 görüntüleme
Murat Ç okurunun profil resmi
Bu yorumu okuyacak kişilere uyarı, vurur yüze ifadesi kendini görürsen kızarma bitanesi... :) Öncelikle seks, sekstir. Sekse anlam yüklemek, sadece ona erişememiş, merakından kuduran, yapamadığı içinde dili sağda solda sarkan kişilerdir. Toplumda 'iyiyi' 'namusu' temsil eden çoğu kışiler, en yakın arkadaşı ile buluştuğunda bu mezvuuyu konuşmadan edemez. Hatta marifetlerini birbirlerine anlatırlar. Özellikle son yıllarda ergen erkeklerin spor salonlarında vücut bulma şekli spor değil budur. İnstaları vs bunun için kullanırlar. Bir çoğu o arkadaş bulma, sanal sex programları ile haşır neşirdir. Soru işareti oluştu hemen birilerinde, bende yok güzel arkadaşım varsa söylerdim ama yok merak etme. Çekinecek değilim. Bulursan beni bir yerde, koy ifşa olalım. :))) Konuya dönelim. Ergenler dedim ama zihin Ergeni bunlar. İzledikleri filmler, arkadaş muhabbetleri derken hep akıllarındadır. Hep konuşurlar. Annesi babası da ah benim melek oğlum derler bu şirin çocuklarına. Buna örnek Ölmek İçin 13 Sebep dizisi der geçerim.... Şimdi, bu vatandaşlar kız arkadaşları ile birlikte olur. Sonra ilişkiye girerler. Malum daha sonra ayrılırlar. Eee ne oldu şimdi. Erkeğe bir şey olmadı. Bitti gitti... E kız? Eyvahlar olsun. Yollu oldu. Bu mantığınız batsın. Eğer zihniyetiniz ve mantığınız zar üzerindeyse, kusura bakmayın ki ahlaklı olmak bir kenara en ahlaksız insanlarsınızdır. Türkiye artık o düşünülen kapalı bir ülke değil. Net olarak söyleyeyim Avrupadan da belki daha da ileri gidiyor ve genç insanlar bu durumu keyfe keder yapıyor artık. Çünkü seks, sekstir. Size ne yahu keyif onların, vücut onların, aldıkları nefes onların, size ne yani? Şimdi ayrılık sonrası bu kızımız ne olacak? Bitti mi şimdi yani? Tek şey zar mıydı, namus gitti mi? Kötü insan yollu insan mı oldu şimdi? Evlenmeden yaptığı için lanetler okunacak bir insan mı oldu şimdi? O zaman şöyle mi diyoruz, "Evlilik, seks'in resmiyet üzerinden izin verilen halidir?" bunun dışında yollu mu şimdi bütün kadınlar? Ve sürekli kadınlarla birlikte olan bu erkek tipleri, hayatlarına girecek insanın ise temiz ve sıfır tabiri ile arar olurlar. Çünkü evlenecek ve eğlenicek diye bir kız ayrımı vardır. Ayy... Yeter... Benden bu kadar.. Katılırsanız katılın, katılmazsanız canınız cehenneme sizin sorununuz. Hayata bakış açımız insani, zihin fukarası değiliz maalesef.... Elinize sağlık Elif Hanım, az bile yazmışsınız. Sonuçta herkes kendi anladığı kadar anlayabilir. Takılmayın anlamayanlara ya da anlayamayanlara... Kadınlara zar üzerinden değer biçmeyin. Bir gün kızınız olur, o zaman anlarsınız...
Elif okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim :) bir gün kızları olsa anlamak yerine o kıza dünyayı dar edecek, reddedicek veyahut öldürecek daha çok kişi var ne yazık ki
Kütüphane kedisi okurunun profil resmi
Elif hanım; bu konuda şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki; Özellikle kısmen eğitimli kesimde bekaret mevzusu aşılmış gibi gösterilir. Hatta ''aaa sen hala bunlara mı takılıyorsun'' denilir. Tabi bunu söyleyenlerde sözümona modernize erkeklerdir.Bu şekilde kadın sekse ikna etmeye çalışılır. Yani sözler de bir tuzaktır aslında. İlişkinin ilerleyen zamanlarında bir sorun patlak verdiğinde bakire olmadığın yüzüne vurulur. Bekareti de bi kenara koy tanışma aşamasının bir sonrası ''benden önce kaç kişiyle beraber oldun sorusudur?'' Yani erkekler şimdi burda ''aferin Elif ne güzel yazmışsın, cesursun vs. ''yazsa da toplum genelinden ayrı davranamazlar.Ve bu ülke insanı bir çok polemikte silahları tükenince belaltı vurmayı alışkanlık edinmiştir. Dini açıdan bakıldığında, bunlar dile getirilmez ama Türban kadın ahlakının bir simgesidir.Türban '' evlenilecek kadın '' tabelasıdır.
Esther. Sema okurunun profil resmi
Din boyutunu atlıyorum bu herkese göre farklılık gösterir. Aynı dine sahip olunsa bile. İnanç olmasa bile. Gelgelelim kızlık zarı olayına. Hele bunu bilinçli görünen insanların yapıyor olması beni çıldırtıyor. O zarın işlevini bile bile böyle düşünenler de var o ayrı. Bu aynı erkek çocuk bekleyen ailenin kız çocuk doğunca anneyi suçladığı cahillik gibi. Her neyse bunu yeterince güzel açıklamışsınız zaten. Başka bir şeye bakarsam. Erkeklerin milli olduğu için gurur duyduğu şu ülkede kaç kişi o bakirliğini koruyor da bakire kadın istiyor o da pek komik. Sonra efendim günah bakire olunmalı ya eyvallah olalım inanıyoruz peki ancak erkeğe günah değil de kadına günah galiba güzel ülkemizde cinsel ilişki vay be! Erkek de zaten erkeklerle yapıyor bu işi ki kadınlar yok ya cinsellikle çok acayip neyse siz anladınız.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Farkındalık yaratan incelemeleri ve yazıları çok seviyorum. Bu sebeple sizin yazılarınızı okumaktan da son derece keyif alıyorum, bilmenizi isterim. Yalnız, şu yazınıza karşı bile kadınlarımız korkarak yaklaşıyor. Beğen butonuna tıklarsam hakkımda yanlış düşünürler diye korkuyorlar. Oysaki bu konu gizlendikçe büyüyen bir konu ve ortadan kaldırmak elimizde... Elinize sağlık.
Elif okurunun profil resmi
Teşekkürler... Bu konuda konuşmaktan, tartışmaktan çekinmemeli ki bir şeyler değişsin.
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
Seks biyolojik ihtiyaç değildir(diyelim). İçgüdüdür; insanın tüm duygularına hatta kıpırdanışlarına yön verebilecek kadar güçlüdür. Böyle bir içgüdüyü başıboş bırakmayı istemek hayvanca yaşamayı istemek demektir. İçgüdüler hayvanlarda da vardır ve bunları nizamlama (kontrol etme) ihtiyaçları yoktur. Böyle bir şey ihtiyaç olarak insanda (insan olmanın alameti olarak) ortaya çıkar. İçgüdülerimizi nizamlama ihtiyacından olsa ki (belli bir anlamda) ahlaki, hukuki ve inançsal sistemler geliştirmişiz. Ahlak, hukuk ve inanç (din) sözkonusu olduğundan konuya bölgesel, kültürel ve ideoloji vaya inanç açısından yorumlar yapılabilir. Seks (içgüdü) ve zina (fiil, eylem) ayrı olarak incelenmeli diye düşünüyorum ve tabii ki sonrasında ilişkilendirilerek yorumlanabilir. Ne konuda olursa olsun özgürlük (serbestlik) anlayışımız başıboşluk seviyesine çıkarılmamalı. Had gözetmek insanın süsüdür. Açıksözlülüğünüz hatrına...
meltem şen okurunun profil resmi
İncelemenizle esasen kadının metalaştırım sürecinin nasıl da tarihe dayandığını bir kez daha fark ettim. Toplumsal, geleneksel ya da yaşadığımız ülkede-dünyada bu çok ciddi ve çok yönlü bir sorun. Belirttiğiniz gibi tıpkı yemek yemek ya da tuvalet ihtiyacı kadar doğal olan seksin kadınların asla düşünmemesi, arzulamaması bu durumda tamamen meta konumunda yer almalarının hiç bir mantıklı izahı yok. Belirttiğiniz gibi kadına, çocuğa, hayvana tecavüz haberlerinin giderek artmakta olduğu ülkemizde aslında yaptırım gücünün sınırlı tutulması erkek egemen tutumu destekleyen bir davranış. Toplumdaki, kadın bireydeki esas korkunun sebeplerinden biridir bu. "Biliyorum ki 'başıma bir şey gelirse' hakkım korunmayacak." O halde kadın her zaman kendine sahip çıkma her şeyden önce bir koruma güdüsünde, mecburiyetinde yaşıyor. Peki neyi? Namus denilen ahlakı bi' yozlaşım ve cahilliğin ördüğü baskıdan kendini, bedenini ve en çok da ruhunu korumaya çalışıyor kadın. Yine dediğiniz gibi bu konuda yazılacak o kadar çok şey var ki. İnsanların bu durumu soluyup ama sessiz mırıltılarla küfür ederek geçiştirdiği bi' konuya bağırarak değindiniz. Daha çok bağırmanız dileğiyle! Sevgiler...
İpek Demirer okurunun profil resmi
"Kızlık zarı" benim bildiğim kadarıyla vücutta 4 yaşına kadar işlevi olan ve çocuğun tuvalet eğitimi tamamlandıktan sonra hiç bir işlevi kalmayan bir parçacık. Bunu büyütüp tabu haline getirip, kadınlara hayatı zindan etmek çok insafsızca. Bu yüzden öldürülen tehtid edilen, bu durumu ailesine açıklamaktansa intihar etmeyi seçenleri hepimiz biliyoruz. Bu zar bir insanın hayatından, psikolojisinden önemli olabilir mi ? Aslında bu zara yüklenilen (uydurulan) anlamları çıkarınca ortada hiç bir şeyin kalmadığını görmek çok zor değil. Velhasıl çok güzel ve çok cesur bir incelemeydi. Kaleminize sağlık. İyi ki yazmışsınız bu incelemeyi.
1 önceki yanıtı göster
Elif okurunun profil resmi
4 yaş ile ilgili söylentileri ben de duymuştum, şurada şöyle bir yazı var evrimagaci.org/article/tr/kizl... . Düşünceleriniz için teşekkür ederim :)
4 sonraki yanıtı göster
bhmflzf okurunun profil resmi
Şu Neolitik Çağ yok mu kadını eve hapseden ne olduysa o zaman oldu. Gösterdiğin cesaret demeyeceğim çünkü aslında sen bedenine ve ruhuna yabancılaşmayan tek tük birkaç kadından birisin maalesef. Hakkını istemekten daha doğal bir şey yok lakin toplum senin gibi insanları marjinal,ahlakdışı,...vs diye niteliyor. Gönlüne,kalemine ve fikirlerine sağlık.Kitapla kalın. Saygılar.
Elif okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim :) siz de kitapla kalın, iyi günler...
Murat Ç okurunun profil resmi
İlginç isimli bir kitap, muhtemelen dobra bir inceleme. Şu an vaktim yok ve gün içinde okumak için kaydediyorum. Okuduktan sonra yeni bir yorumla buralarda olacağım. Bu yorumdan sonra yeni bir kaç okur da buralara gelecektir. :) Şimdiden elinize sağlık efenim, görüşmek üzre...
Elif okurunun profil resmi
:) bekliyorum okumanızı
Quidam okurunun profil resmi
Aklıma Brezilya'nın Yağmur Ormanları'nda yaşayan kabileler geldi. Hâlâ kirlenmiş insanlıktan ve dünyadan bihaber yaşayan insanlar. Basit ve gelişmiş arasındaki fark, sadece insanoğlunda ters etki yaratıyor. Diğer tüm canlılarda iyi sonuçlar doğururken, bizler de hep ters tepmiştir. Onların yaşamı saf (bozulmamış) ve güzelken, bizlerinki ise çamura batmış ve onunla bütünleşmiş durumda. Siz de bu çamuru olduğu gibi yazmışsınız. Kaleminizin ve isyankâr aklınızın durmamasını dilerim. İnceleme için de kendi adıma teşekkür ederim.
Elif okurunun profil resmi
Dilekleriniz için teşekkür ederim :)
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.