Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

399 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Yüzyılın Lideri: Mustafa Kemal Atatürk!
Bu Hayatta bir Anam var, bir diğeri Zübeyde Hanımdır! Bu Hayatta bir Babam var, bir diğeri Ali Rıza Efendi’dir! Bu Hayatta bir tek ATATÜRK’üm var! O da; Başkomutan! Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Anafartalar Kumandanı! Gazi! Mareşal! Başbuğ! Mustafa Kemal ATATÜRK’tür….!!! 1908’de ki Mustafa Kemal düşmanları kim ise; 1915’te ki de onlardır. 1919’da ki düşman kim ise, 1921'de ki de onlardır... 1923'te ki Mustafa Kemal Atatürk düşmanları kim ve kimler ise, 2018'de ki Atatürk düşmanları da onlardır. “Bu topraklarda Atatürk’e düşmanlık önce akla ve bilime düşmanlıktır. Sonra bağımsızlığa, milli egemenliğe, çağdaşlığa ve barışa düşmanlıktır. Yani bu topraklarda Atatürk’e düşmanlık, aslında bu toprağın insanına düşmanlıktır” sy.381 Bugünü anlamadan, dünü anlamanın bir mantığı yoktur. Sevr’i bilmeden, Lozan’ı anlamak mümkün değildir. İstanbul’un Vahdettin döneminde ki işgalini anlamadan, Atatürk’ün İstanbul’u düşman işgalinden kurtarmasını anlamak mümkün değildir. Damat Ferit’i tanımadan, Kara Kemal’i bilmeden, İsmet İnönü’yü, Fevzi Çakmak’ı anlamak imkansızdır. Tarihi anlayarak okumadıktan sonra, çeşitlendirmedikten, kaynak yaratmadıktan sonra, sadece insanları kandırmak için yazılan kitapları-yazıları okuduktan sonra, okumanın hiçbir akıl ve mantığı yoktur. Sinan Meydan, günümüzün Falih Rıfkı Atay’ıdır. Mustafa Kemal’in kalemidir. Keskindir, bilmeden konuşmaz, laf olsun diye yazmaz, araştırmadan, görmeden o öyle, bu böyle demez. Sinan Meydan okuduğunuzda bilirsiniz ki, araştırmış, belgeleri görmüş ve karşınıza çıkmıştır. Kitap içeriğinde, Düne, Bugüne ve Yarına ait her şey bulunmaktadır! Dünü anlamadıktan sonra, Bugünü. Bugünü anlamadıktan sonra da Yarını anlayamayacak ve bu mirası yitireceğiz! O yüzden, ihanetleri unutma! Ne dün olanı, ne bugün olanı ne de yarın olacak olanı unutma, izin verme!! Gelecek bizimdir! Cumhuriyetindir! Yapamazsın, dediler yaptı! Neler mi yaptı? Ülkeyi; İngiliz’e, Yunan’a, İtalyan’a, Fransız’a bırakan Damat Ferit Hükümetini ve Vahdettin’i defalarca uyardı. Bakanlıklar ve komutanlarla iletişime geçip, birlik olmak için çaba sarf etti. Her yerden geri çevrildi.! Vatan elden gidiyor dedi, sen sus biliyoruz dendi! Sen sus diyenler, İngilizlerle para pazarlığına girdiğinde, yavaş yavaş Anadolu’da başlayan isyana BAŞ olmaya gitti. Verebileceği bir canı vardı, onu vermeye gitti. Vatan’ın namusunu kurtarmak için, gecesinden, gündüzünden fedakarlıklar yaptı. Annesi 1923’de vefat ettiğinde, vatan uğruna cenazesine bile gidemedi! Mustafa Kemal Atatürk ne yaptı? Balkan savaşları ile başlayan dağılma, I. Dünya Harbi ile devam etti.. Abdülhamit Döneminde kaybedilen 2 milyon metre kare toprak, Vahdettin başa geçtiğin de daha da azalıyordu. Birinci Dünya Harbi Avrupalı Emperyalist devletlerin, Osmanlıyı bitirme savaşıydı. Bu Savaşa Türk Komutanlar yerine Alman komutanlarla giren Osmanlı, daha en başından kaybetmeye başlamıştı. Mustafa Kemal 7 . Ordu’nun başındayken, bu duruma isyan etmiş, rapor hazırlamış fakat çok bilenler tarafından dikkate alınmamış, cevap dahi verilmemiştir. Beceriksiz bir Alman komutan’ın emrinde olmayı hakaret saymış ve istifa etmiştir. İstifası daha sonra, farklı bir atamaya, sonra da izne çevrilmişitir. Bu evreden sonra artık durmayacaktır Mustafa Kemal! 21 Temmuz’da Kolordu Kurmay Başkanı olduğu Bolayır Ordusu ile, I. Balkan Savaşlarında kaybedilen Edirne’yi geri aldı. Daha sonra Askeri Ateşe Olarak Sofya’ya atandı. 1915 Yılında Artık Osmanlı iyice çöküyor, Çanakkale geçiliyordu.. Az bir zaman vardı. Mustafa Kemal ateşelik görevini bırakarak, Çanakkale’ye gitmek için gerekli izinleri aldı. 19. Tümen Komutanlığına atanarak, Çanakkale’yi savunmaya geldi. Geldiğinde ise durum içler acısıydı… "Bir tümen komutanının (Mustafa Kemal) üç ayrı yerde tek başına giriştiği hareketlerle bir savaşın, hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek nadirdir." diyecekti İngiliz Aspinall Oglander Atatürk, Conkbayırı yakınında komutanlara, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz Ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” diyerek 57. Alay’ı düşman üzerine sürdü. Düşman çıkarması sonuçsuz kaldı ve düşman püskürtüldü. Mustafa Kemal Liman Paşa’dan Komutayı devralmış ve Bir Ülke’nin yazgısını değiştirme yolundaki en büyük adımlarından birini atmıştır. Bu savaşta her 3 dakika da bir şehit verilmekteydi. Bu zafer, kanlı bir zaferdir. Mustafa Kemal’e düşmanlık Çanakkale’de ölen her bir şehide düşmanlıktır, her bir gaziye düşmanlıktır.!! Çanakkale kaybedilmedi ama Osmanlı Birinci Dünya Harbi’ni kaybetmişti. Kaybetmesinde ki en büyük nedenlerden biri Orduyu Alman komutanların himayesine vermek ve Orduyu kullanamamaktı. Devlet eriyordu. Sorumsuz kişiler, idareyi ellerinde tutuyor ve tutumlarından vazgeçmiyorlardı. Daha yeni başlıyordu… Tekrardan 7.Ordu başına geçecek, İngilizlere dur diyecekti. Katma Zaferi kazanılacaktı. Misak-ı Milli sınırını çizecekti Mustafa Kemal… Dünya Harbi kaybedildi ve Mondros imzalanmıştı… Artık İtilaf Devletleri Osmanlı’ya son darbeyi Sevr ile vurmaya hazırlanıyordu… İstanbul İşgal ediliyordu.. Fransız Komutan Beyoğlu’nda askerler tarafından bir kral gibi karşılanıyordu.. Fatih’in girdiği yerden, Şimdi İtilaf devletleri geliyordu. İstanbul işgal altındaydı… Bu sırada Deniz üzerinden İstanbul’a ulaşmaya çalışan Mustafa Kemal gördüğü manzara karşısında korkmamış, “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER” demişti…. Padişah öyle düşünmüyordu ama, elinde ordu olmayan Mustafa Kemal Vatanını nasıl savunacağını biliyordu. Artık İstanbul Hükümeti İngilizlerin elindeydi. Vahdetttin kukla olmuş, ne denirse yapıyordu. İzmir’e çıkan İngiliz ve Yunan askerlerine müdahele edilmemesi bile istenmişti… 1919 da Samsun'a çıkarken ona; "Ordu" yok dediler "Kurulur" dedi "Para" yok dediler "Bulunur" dedi "Düşman" çok dediler "Yenilir" dedi Ve gün geldi, bütün bu dedikleri oldu. Mustafa Kemal Samsuna çıktıktan sonra; Milli Mücadele artık Vücut bulmuştu. Zübeyde Hanım’ın Sarı Paşa’sı gelmişti! Millet artık zulme dur diyecek liderine kavuşmuştu. Sırasıyla, Amasya Genelgesi yayınladı, Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı, Millet Meclisi Açıldı, Artık Ülkeyi Temsil eden bir Meclis vardı, Oda Mustafa Kemal’in Başkanlığında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi idi. Artık her karar, milletin vekilleri tarafından verilecekti. Bu esnada, Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Fevçi Çakmak, alçak Damat Ferit hükümeti tarafından vatan haini ilan edilerek, idama mahkum edildi. Aynı hızla Mustafa Kemal İstiklal Mahkemeleri ile Damat Ferit’i idama mahkum etti. Vahdettin ve Damat Ferit Başkanlığında İngiliz Muhipleri Cemiyeti kuruldu. Milli Mücadele aleyhinde propaganda başlatıldı. Yurdun her yerinde isyanlar çıkartıldı. İngiliz Uçaklarından bildiriler yayınlandı. Mustafa Kemal ve onunla birlikte olanlar Vatan Haini ilan edildi. 1920’de Sevr Antlaşması imzalandı. Artık Emperyalist güçler bahane arıyordu. Ülkenin her bir yanı düşman işgali altındaydı. Vahdettin ve kabinesi, İngilizler ile birlik olmuş, Kuvay-ı Milliye’ye savaş açmıştı. Mustafa Kemal, Hem yurt içi isyanlarla boğuşuyor hem de emperyalist güçlerle savaşıyordu. Bu tabloya insanın yüreği dayanmıyor? Dışarıda ki düşman tamamda, içeride ki düşman tüm gücüyle saldırıyordu. Gazetelerde boy boy ilanlar veriliyor, Damat Ferit her yerde İsyanları teşvik ediyor, Din’i bu işe alet ederek, masum halkı kandırıyorlardı. Ancak istediklerine kavuşamadan, tüm gücü ve milleti ile Mustafa Kemal bu soysuzlarla baş etti. Aynı zamanda Meclisin içinde de vardı bunlardan.. Zamanı değildi, şimdilik idare ediyordu. Sırasıyla,6-10 Ocak 1921’de I. İnönü Muharebesi Kazanıldı, 20 Ocakta İlk Anayasa, Teşkilat-ı Esasiye TBMM’de kabul edildi, 12 Nisan’da Mustafa Kemal Anadolu’daki Yunan zulmünü eleştiren “İnsanlık Alemine” adında bir beyanname yayınladı, Mustafa Kemal; “Hürriyet ve İstiklâl benim karakterimdir” diyecekti. 23 Mart 1921’de I. İnönü zaferini kaybeden Yunanlılar saldırıya geçti… Aşırı üstünlüğü bulunan Yunanlılar hezimete uğratıldı. Mustafa Kemal İsmet İnönü’yü tebrik etti. “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs (161) talihini de yendiniz. İstilâ altındaki talihsiz topraklarımızla birlikte bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istilâ hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.Adınızı tarihin şeref âbidelerine yazan ve bütün millete size karşı sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran büyük gazâ ve zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüleriyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hâkim olduğunu söylemek isterim.” Büyük Millet Meclisi Başkanı, Mustafa Kemal Türk Ordusu’nun morali yükselmiş, inanç artık daha da artmıştı. 23 Nisan 1921’de, 23 Nisan tartışmalarla Bayram ilan edildi. 13 Haziran 1921’de Mustafa Kemal’e Başkomutanlık görevi verildi. Bu süre her üç ay’da uzatıldı. Daha sonra süresiz olarak verildi. Öyle kolay verilmedi tabi ki. Mecliste ki tartışmalar çok çirkin bir hal almıştı… Mustafa Kemal ise ne yaptığını bildiği için, bütün muhalifleri susturmayı bildi. 22 Gün 22 Gece süren Sakarya Meydan Muharebesi 13 Eylül 1921’de kazanıldı. Bu muharebe Dünya’da ilktir… Başkomutan Mustafa Kemal, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur.” Diyecek ve bir cephe savaşı değil, bir direnişe timsal olmuştur. Her yer vatan toprağıdır ve her yer savunulacaktır..! Öyle de olmuştur! Yunanlılar bir kez daha yenilgiye uğratılmıştır. Merhum Emekli Orgeneral Kâzım Özalp; “Düşmanın kaybı bizden çok fazla idi. Sayısız insan ve hayvan ölüleri birbiri üzerine yığılmış ve bu cesetlerden akan kan, geçtiğimiz yol üzerinde derin ve kırmızı lekeler meydana getirmişti. “Sakarya Muharebesi’nde milletimizin katlandığı fedakârlık ve gösterdiği gayret beşer gücünün üzerindedir. Ancak vatan ve bağımsızlık sevgisi, bu zorluklara karşı koymak kudretini ve cesaretini bize bahşetti…” demiştir. 20 Ekim 1921’de TBMM Hükümeti ile Fransa arasında Ankara Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ilk resmi antlaşmaydı. Ve Büyük Taarruz! “26 Ağustos 1922, Cumartesi… Başkomutan Atatürk sabah saat 04:00 civarlarında uyandı. Emir erini uyandırıp kahve istedi. Yaver Muzaffer uyanıp giyinmeye başladığı sırada Atatürk’ün çadırının önünde “Allah’ım! Sen Türk Milletini ve ordusunu muzaffer eyle! dediğini duydu. Kahvesini içti. Gün doğmasına bir saat kala, atıyla Kocatepe’nin zirvesine doğru ilerledi. Birkaç er fenerle yolu aydınlatıyordu. Atatürk konuşmuyor, sadece ufka bakıyordu. Fevzi Paşa İsmet Paşa ve Nurettin Paşa da Kocatepe’deydi.” Ve başkomutan tüm komutanlara emri verdi! Türk topçusu, saat 04:30’da ateşe başladı.. Saat 06:30’da Tınaztepe, 07:00’de Toklutepe ve Kaleciksivri alındı. Saat 09:00’da Belentepe zapt edildi. 27 Ağustos Pazar sabahı 04:00 Kurtkayatepesi, 08:00 Erkentepe düştü. Çiğli tepeyi almakla görevli komutan Albay Reşit tepeyi zamanında alamadığı ve Mustafa Kemal’in verdiği emri yerine getiremediği için, utancından intihar etmişti. 17:30’da Çiğlitepe, 20:30’da afyon ele geçirilmişti. 30 Ağustos’ta ise son darbe vuruldu. Atatürk; “ Karşıdaki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bırakılmış toplarla, otomobillerle, sayısız donanım ve gereçlerle, bu kalıntıların arasında yığınlar teşkil eden ölülerle, toplatılıp karargahımıza sevk edilen sürü sürü esir kafileleriyle hakikaten bir kıyamet gününü hatırlatıyordu.” diye anlatacaktı.. 1 Eylül 1922’de Atatürk Türk Ordularına şu emri verdi: Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz’dir! İleri….! Daha sonra ne mi oldu? Vahdettin ve Damat Ferit Hükümeti’nin yapamadığını yaptı Atatürk! Milli Mücadeleyi başlattı, milletin unutulmuş milli vasfını ortaya çıkardı, yok olmuş bir toplumdan direniş yarattı, düzenli ordu ile düşmanı denize döktü… Sevr Baskıları devam ederken, uzun süreler ve görüşmelerle Lozan imzalandı… Lozan ne bir zafer ne bir hezimettir. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmiş Osmanlı’nın imza ettiği Sevr’in alt edildiği bir uzlaşmadır! Mustafa Kemal Barışçıl yollarla kurduğu bu Cumhuriyeti bizlere armağan etmiştir. Bizlere bırakmıştır. Tek bir düşman bile bırakmadan bu devleti kurmuştur. Birçok barış antlaşması imzalamış, Dünya’ya örnek olmuştur. Yaptığı inkılaplar ile Türkiye Cumhuriyeti’nin refahını sağlamış, modern bir toplum yaratmıştır. Sanatın her dalını desteklemiş, örnek projeler ile kalkınma planları yapmıştır. Eğitim'e büyük destek vermiştir. Çalışan ve üreten köylüsünü baş tacı etmiş, "Çalışan ve Üreten Köylü Milletin Efendisidir" demiştir. Tarım ile ilgili kanunlar çıkarttırmış, tüm bölgelere yardım sağlanarak, tarım geliştirilmiş, köylü üretmeye başlamıştır. Fabrikalar kurulmuş, atılımlar hız kazanmış, madenler millileştirilmiş, demiryolları millleştirilmiş ve ülke'nin dört bir yanı DEMİR AĞLARLA örülmüştür. Devletin her bir köşesinde gelişmiş bir ülke için insanlar çalışmaya başlamıştır. Atatürk her zaman Halkı’nın yanında olmuş. Halkıda onu asla yalnız bırakmamıştır. Uzun bir inceleme oldu farkındayım. Yalnız bunun gibi bir inceleme yazsam bile kitabın hakkını vereceğimi sanmıyorum. Bu kitapta bulacağınız bilgilerin sınırsız bir hükmü var. Sizi araştırmaya, yetinmemeye sevk ediyor. Vefatından sonra neler oldu, şuan neler oluyor hepsini rahat rahat anlayabileceğiniz bilgilerle dolu bir eser. Ey Türk Evladı…. Damarlarında ki kan asildir…! Emperyalizme yenilmemiş, onu dize getirmiş bir Başkomutana sahipsin! Unutma, Geçmişi iyi öğren! Tarihin yalanlarına kanma! Araştır, yılma! Her yerde savun! Vazgeçme! Mustafa Kemal biziz, bunu unutma! Kitabı şiddetle öneriyor ve acilen okumanızı tavsiye ediyorum…! Dün ihanet edenler, Bugün de edeceklerdir! Biz var olduğumuz sürece Mustafa Kemal'ler Yaşayacaktır!!!! Yaşa Mustafa Kemal Paşa!! Yaşa! Yüzyılın Lideri Kitabı'nı okuduğunuz da, Karşınıza Yüzyılın Lideri; Mustafa Kemal Atatürk çıkacaktır.!! İyi okumalar dilerim..!
Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın Lideri
Yüzyılın Kitabı - Yüzyılın LideriSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2018874 okunma
··
801 görüntüleme
Yusuf Çorakcı okurunun profil resmi
Uzun zamandır beklediğimiz inceleme kalemine sağlık.
Murat Ç okurunun profil resmi
Evet dilimdeydi. Sonunda inceleme geldi. :) Çok sağol değerli yorumun için.
2 sonraki yanıtı göster
mehmet temiz okurunun profil resmi
Eline,emeğine,kalemine,yüreğine sağlık Murat Bey kardeşim. Çok güzel ve insanlara gerçekleri anlatan bir inceleme yazısı olmuş. Keşke bütün insanlarımız yaşadığımız o günleri böyle doğru kitapları okuyarak öğrenseler. Ve yaşadığımız Cumhuriyetin ne şartlarda, ne yokluklarla, ne fedakarlıklarla ve ne hayatlar verilerek kazanıldığının bilinciyle, değerini bilebilseler. Keşke, Mustafa Kemal Atatürk'ün, başardıklarının bizim için, ülkemiz için ne kadar önemli ve hayati faktörler olduğunu anlayabilseler. Yazdığınız her cümleye aynen katılıyorum kardeşim. Selamlar.
Murat Ç okurunun profil resmi
Mehmet Bey çok teşekkür ederim. Yapılan yorumlara cevap yazmakta ilk defa bugün zorlandım. O kadar güzel şeyler yazıldı ki aynı nitelikte güzel cevaplar vermeye çalıştım. Yazdığınız her şey doğru. Cumhuriyet'in kuruluş zamanlarını bilmeden bu ülke de yaşayan insanlara üzülüyorum. Bilmedikleri nice kahramanlıklar var. Şartların ne kadar zorlandığı, imkansız kelimesinin paramparça edilip nasıl yokluktan bir ülke var edildiğini anlamlarını çok isterdim. Uğraşım bu aslında. İçimdeki sevgiyi ve kafamda ki bilgiyi en doğru şekilde ortaya çıkartıp, bu hususa ilgi göstermeyen ya da yanlış bilgi ile düşman olan kişilere sürekli aktarım yapmaya çalışıyorum. Ne kadar başarılı olurum bilmiyorum ama bu uğraştan asla vazgeçmeyeceğim. Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptıkları sınırları aşmış, başka milletlere örnek olmuş, tüm Dünya'da saygı uyandırmıştır. Kuruluştan bugüne kadar değişen bir çok şey olsa da, iktidarlar gelip geçse de, bu ülkeyi hala Mustafa Kemal Atatürk yönetiyor.. Onun Cumhuriyeti tüm saldıranlara rağmen ayakta ve yaşamaya devam edecektir. Çok teşekkür ederim değerli ve anlamlı yorumunuz için. Saygıyla Selamlarımı iletiyorum.
Necip G. okurunun profil resmi
Murat Hocam elinize ve emeğinize sağlık. Atatürk hakkında böyle içten, enerjisi her satıra yayılan bir yazı uzun süredir okumamıştım. Oldukça emek harcamış ve bence çok değerli bir inceleme kaleme almışsınız. Sinan Meydan da tarihçi/araştırmacı kimliğiyle bilindik konuların da dışına çıkabilen ve hafızamıza yeni bilgiler kazandıran cesur bir yazar. Atatürk ve Kayıp Kıta Mu adlı eserini okuduğumda Atatürk’ün bambaşka bir yönünü keşfetmiş ve çok etkilenmiştim. Böyle her satırı emek kokak kitapları okuyup yine her satırı emek kokan incelemeler aracılığıyla bize tanıtan okur dostlarıma da ayrıca saygı dıyuyorum. O açıdan da bir kez daha teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın...
Murat Ç okurunun profil resmi
Necip Bey çok teşekkür ederim. Yorumunuzu okurken gururlanmamak elde değil. Ben küçüklüğümden beri Atatürk sevgisi ile büyümüş bir insanım. Onun kurmuş olduğu Cumhuriyet'te yaşamaktan gurur ve onur duyuyorum. Bu satırları büyük bir enerji ile yazabilmememe sebep olan şey Atatürk ve Cumhuriyet sevgimdir. Bu Vatan'ın nasıl kurulduğunu bilen ve anlayan her bir kişi bu sevgiyi içlerinde hissedebilir. Yabancı devletlerin bu büyük deha karşısında söylediği sözlerde onu anladıkları içindir. Sinan Meydan'ı okurken sonsuz bir bilgi akışı yağıyor üzerinize. Yazdığı her satır okunmaya değer. Kitapta kesinlikle boşluk yok. Okunacak olan her bir eseri ayrı değerlidir. Yaptığınız yorum ve güzel düşünceleriniz için ben tekrar teşekkür ederim. Sizlerin yorumları daha güzel incelemeler yazmak için beni teşvik ediyor. Çok sağolun. Sağlıcakla kalın...
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Aurora okurunun profil resmi
Murat bey kaleminize, emeğinize bin sağlık! Keşke incelemeniz sabitlense de sitede okumayan, öğrenmeyen kalmasa. Bu incelemeyi bir kıvılcım olarak gönderip, alevler olarak dönmesini dilerim.
Murat Ç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Gökçe Hanım. Her bir yorumda ayrı bir gururlanıyorum. Daha nice Atatürk ile ilgili kitaplar okuyup incelemer yapacağız. Gerçekten çok sağolun.. İçtenlikle söylediğiniz gurur verici sözleriniz ve yorumunuz için tekrar tekrar teşekkür ederim.
Sezen B. okurunun profil resmi
Elinize sağlık Murat Ç. Hakikaten çok emek vermişsiniz.Bunları okurken insanın içi ayrı bir coşuyor. Neler başarmış Ata'mız onca zorluklara rağmen.Malesef halen ona dil uzatma cüretini gösterenler var ama hangi mantıkla ve vicdanla asla anlayamayacağım bunu...Zavallılar diyorum ben onlara...Dünya saymış siz saymamışsınız, kim tınlar...
Murat Ç okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Sezen Hanım. Daha çok yazardım ama kendimi zor tuttum. :)) Atatürk ile ilgili inceleme yazısı yazarken parmaklarım durmak bilmiyor. Daha devam edeceğiz. Güzel eserler okuyup onlara incelemeler yazacağız. Benim 1k'da ki rolüm daha çok bu olsun.. :) Herkes saygı duyduğu sürece, sevmeyenlere bir şey diyemeyiz. Umarım sevmemelerini sağlayan konuları bir kenara bırakıp, sıfırdan öğrenmeye çalışırlar ve yanıldıklarını anlar... Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun dediği gibi; "İnsan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa’dan yana olmaz?" Teşekkür ederim tekrardan. Çok sağolun.
Oğuzhan. okurunun profil resmi
Sinan Meydan bile kendi kitabini böyle incelemeyezdi heralde :D
Murat Ç okurunun profil resmi
Yazması ondan, incelemesi benden diye anlaştık. :)))
3 sonraki yanıtı göster
Arzu Şen okurunun profil resmi
Ağzına sağlık arkadaşım 👍👏👏👏👏👏
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.