Gönderi

Mayıs 2018 Etkinliği : Hikaye 27
Yazar:
özlem
özlem
Hikaye Adı : Bulut Link: ##29488871 Duydunuz mu? Ben o sesi tüm uğultusuyla hissediyorum. - soundcloud.com/...s-cover-yann... - Bulutlar toparlanıyor bir bir.. Gerçi hepsi bir bütünlük gibi ya. O halde şöyle demeli. Bulut toparlanıp gidiyor, bir bir… Gitmek mi? O nereden çıktı sahi?.. Bulutlara baktığımda güzele dair.. kalmaya dair bir şey bulamamak.. tesadüf olmamalı. Öyle ya insan, ruhunun gözleriyle nasıl bakarsa, yeryüzünü öyle görür.. Gözlerim acıyor, Bakamıyorum… Sahilin hemen yanındaki çay bahçesindeyim. İsmi “ Gardenya “ Bu da tesadüfün içinde mi yer almalı.. Yoo.. hayır.. gardenya daha çok umutvari bir çiçek ve bulut toparlanıyor bir bir.. Ve gözlerim.. Acıyor. … Uzun zamandır düşünüyorum KAYBETMEK kelimesini ve bu kelimeyi her düşündüğümde pul pul dökülüyorum.. kendime geldiğimde, elimde kalan eksilmişliğim.. Ve şu çay bahçesindeki masada biriken o pul pul benliğimi anlatamıyorum… Garson, bir anlam bulabilmek için sorgulayıcı ve şaşkın gözlerle bakıyor bana.. Boş bardağımı yavaşça alıyor ve ben bir ÇAY daha istiyorum. İçimden - çok daha sıcak olsun bu sefer çay - diyorum.. Garson, pullara bakıyor.. Pullar ise acıyan gözleriyle içine… Nefesim.. onları canlandırabilir değil mi? Bir umut.. bulutların gidişindeki o turuncu ufuk hatırasıyla gelen.. Üflüyorum pulların hepsine, bir bir.. Denize doğru… Deniz ki yüreğine alabilir benliğimden bu parçayı.. Rüzgar uçuşturarak avuçlarına bırakabilir bu yorgun insan mektubunu.. Üstünde “ kaybetmek “ yazılı… … Sıcacık çayım geliyor garsonun ellerinde.. Biriyle karşılaşıyorum, tanıdık.. damağımda o buruk tadıyla.. tane tane.. ya da bir bir.. Çay taneleri.. Onlarda hüzünden bir parça gibi.. onlarda kaybetmekle karşılaşmış. “ Dem olmak kolay mı İnsanoğlu? “ der gibi… Çay, uykusundan uyanıyor.. üşümüş ellerimle onu kavrarken.. Tanıyor beni. Ve bu ısınışımla, o da ısınıyor sanki… Şekeri eksik çayımın.. Oysa şeker kullanmam ben.. Bardağımı bulutlara doğru uzatıyorum, kapısını çalmak gibi göğün.. Bulutların ardında bir kıpırtı! Deniz de dinliyor biliyorum.. kabuklar yorgunluğunu bırakmış.. Bir Güneş.. uyanıyor tatlı uykusundan. … Cebimde PİYANOMUN siyah beyaz tuşları.. sandalyeden hafifçe kalkışımla tıkırtısını hissettiğim.. Onlarda güneşi izlemek istiyor olabilirler mi? Ellerimi cebime götürüyorum o an.. birini seçiyorum. " Şanslı olananız hanginiz? " diyorum, içimden… Biri tutuyor hafifçe ellerimden.. o minik hali ve sonsuz yaşıyla.. Ellerim daha çok ısınıyor hissediyorum ve o daha çok siyah beyaz.. Yavaşça kırıyorum şanslı tuş tanesini, çayıma tat, çayıma katık ediyorum.. Çay.. özlemini bulmuş gibi.. … RIHTIMA bir gemi yaklaşıyor.. Toparlanıyor insanlar.. Dumanı tüten ama boş kalan bardağımın hemen yanına hesabı bırakıyorum.. Birkaç demir para.. Bakıyorumda.. duman o tarafa özellikle uğramıyor… Gamzelerimde sızı.. ellerimle yokluyorum varlığını. Tomurcuk sancısı.. Güldükçe açacak olan… Güneş gibi, tatlı bir uykudan. Rıhtıma bir gemi yaklaşıyor.. Dünyanın bütün kabuklarını toplamış filesinde.. Denizciler yorgun.. denizciler mutlu. Halka yabancı bu duygu. “ Herbirinize yetecek kadar acı var!! “ diyor çaylaklardan biri. “ Herbirinize yetecek kadar kayıp… Ve güzel olan, kime ait olduğu belli değil.. İnsan, insanın yarasını onaran.. Kim olduğunu bilmeden, tanımadan.. Haydi.. O sıcacık ellerinizi uzatın!! Ömür geldi de geçiyor şimdi… " Gemi ki muhakkak kalkacak… - soundcloud.com/...ano-cover-ed... -
··
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.