Çağdaş Avrupa’nın demokrasi anlayışı bu, kısaca. Şimdi de İslâmiyet’in devlet telakkisine bir gözatalım.
İnsanlar, doğuştan eşittirler: kullukta, fanilikte eşitlik. Ama menfi bir eşitlik bu. Sonra, iman sayesinde yeni bir eşitlik kazanırlar, kardeş olurlar. Rabbin lütuflarından aynı ölçüde faydalanacaklardır: hukukî ve müsbet bir eşitlik.
Kulun bütün haysiyeti: mümin oluşunda. Kul, mümin olunca hukuki bir hüviyet kazanır, dilenciyi halifeye eşit kılan bir hüviyet.
Islâm için hürriyet felsefî degil, hukukî bir mefhum. Temeli: câmianın bütün fertleri arasında tam bir hak eşitliği olduğu inancı.