Gönderi

Gerçek siz, hiç büyümemiş olan içinizdeki o küçücük çocuktur. Bazen içinizdeki çocuk dışarıya çıkar. O anlarda kendinizi mutlu hissedersiniz. Eğlenirken, oynarken, resim yaparken, piyano çalarken, kendinizi bir şekilde ifade ettiğiniz anlarda çocuk dışarıdadır. Bu anlar yaşamınızın en mutlu anlarıdır. Gerçek siz dışarıya çıktığında geçmişte takılmazsınız ve gelecekle ilgili endişe duymazsınız. O anlarda çocuk gibi olursunuz. Çocuk gibi olabilmeyi değiştiren bir şey vardır: sorumluluk. Bu durumda Yargıç devreye girer: “Bir dakika, sorumluluklarını düşün, yapman gereken şeyler var. Çalışmak zorundasın. Okula gitmek zorundasın. Hayatını kazanmak zorundasın.” Tüm bu sorumluluklar aklımıza geldiğinde yüzümüz değişir ve yeniden ciddi bir surat takınırız. Çocukların, yetişkinleri oynadığı oyunları izlerseniz o küçücük yüzlerinin değiştiğini görürsünüz. “Şimdi ben bir avukatım” dediğinde hemen yüzü değişir. Yetişkin yüz taklidini yapar. Mahkemelere gittiğimizde gördüğümüz yüz budur. Biz buyuz. Biz hala çocuğuz ama özgürlüğümüzü yitirmiş bir çocuğuz.
··
14 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.