Çok sağol Necip, aslında o açıdan düşünmedim ama sen söyleyince aklıma geldi. Kitapların da cinsiyeti vardır bence. Kadın romanı değl ama kadın roman. Mesela savaş sanatı erkek bir kitaptır. Ya da Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kitapları kadın kitaplardır. Bu kitap o değerlendirmeye göre orta yaşlı bir şehir kadınına denk düşüyor belki aşırı cinsiyetçi yaklaşımla. Hatta böyle bir hikaye bile yazılabilir - dur bu düşünce kalsın kıyıda:)-
Herhalde fikir sylvia plath üzerine tez yazan nilgün marmara'dan (Nalan Marmara yazmışım en başta , aldım uyarımı:) çıkmıştır. Net bir şey söylememişti o zaman yazar., ama o da 39 yaşında intihar etmiş. ana konuyu duyunca kitabın komple bunun üzerine olacağını düşünmüştüm , ama bir çok farklı girdi var, biraz da o gitti hoşuma zaten.
İsminin hikayesini de biliyorum, eski ismi soluğan'dı . her durumda bu daha iyi olmuş- ama işte olduğu kadar. Askerlik yapmış birinin bu isimde bir kitap alabileceğini düşünmüyorum fazla, neyse ki benim için geçerli değil bu.
Açıkcası bu incelemenin konuşulacağını düşünmemiştim , ama kadın romanı ibaresi tabi haklı olarak tepki topladı. Nesrin hanım , başka bir incelemede - siz kadın romncıları fazla sevmiyorsunuz gakiba demişti.- ona istinaden bu olaya girmiştim gerçi. Ama bu saylanmaz tabi, sonuçta bağlantım var Rahime hanımın dediği gibi . En azından para verip aldım diye kendi kendime rahatlıyorum burada. Bir de gerçekten bilmiyormuşum romanı okumadan önce. Güzel geldi bana, böyle kitapları beğenmem çünkü bildiğin gibi fazla.
Bak sen yazamasan da ben 18 paragraflık karşılık yazabiliyorum, yani fark etmiyor kavga başlatmak ya da başlatmamak:) Beğendiğine sevindim incelemeyi, güzel oluyor tabi. Metin Hoca da - daha tam tanışmamışken- bir şiirimi kitabında kullanmak için izin istemişti. Umarım o da kullanır da benzer bir mutluluk daha yaşarım. Teşekkürler yorumun için.