Gönderi

"...etrafta dalgalanan büyük, kara bir kitle. Atlar bunlar. Ama bazıları dört nala uzaklara doğru koşuyor, yere düşüyor, kalkıp gene koşuyor içlerinden birinin karnı deşilmiş, bağırsakları sarkmış. Ayakları kendi bağırsaklarına takılarak sendeleyip düştü. Sonra gene kalktı. .. Yere oturduk, ellerimizi kulağımıza bastırdık. Ama bu ürkünç ses, bu inilti ve bağırtılar gene de duyuluyor; taş duvar olsa sızıp geçen bir ses. Biz ki hemen her şeye dayanabilir bir duruma gelmişiz, bu ses kesilmedikçe soğuk terlere batıyoruz. Kalkıp kaçmak geliyor içimizden. Koşmak, nereye olursa olsun bu bağırmaların duyulmadığı bir yere kaçmak! Hem de insan değil bu bağıranlar, yalnızca at.
Sayfa 51
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.