Kitap üzerine detaylı bir inceleme yapmak yerine olabildiğince kısa tutarak aklımda kalanları toparlamak niyetindeyim...
Tarık Tufan çok sık karşıma çıkan bir yazardı. Bu kitabı da hakkında edebi anlamda fikir sahibi olmak için alıp okudum. Okumaya sabah başladım ve günün büyük bölümünde dışarıda olmama rağmen gece bitirdim. Kitapta 1-2 sayfalık (bazen 1-2 cümleden oluşan) toplam 68 deneme var. Pek çok farklı konuya değindiği için yazarı ve fikirlerini tanıma noktasında iyi bir başlangıç kitabı olabilir.
Ancak Cemil Meriç ya da Galeano seviyesinde deneme kitapları okuyanlar için bu kitap oldukça yavan gelebilir. Çünkü şahsen, bir deneme kitabı yazmak için daha fazla birikim, tecrübe ve zihin açan fikirler olması gerektiğini düşünüyorum. Mesela 
Eduardo Galeano , 
Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih kitabını ömrünün son demlerinde yazmış. Kitabın sayfalarında ilerledikçe, yılların verdiği bilgeliği ve oradan zihinlere yansıyanları berrak bir su gibi görebiliyorsunuz... 
Cemil Meriç 'i zaten konuşmaya gerek yok... Bir Cemil Meriç kitabı okumak, bir üniversite bitirmek gibi bir şey... Tarık Tufan’da ise böyle bir birikim ya da fikir üretkenliği göremedim açıkçası. Kitaba başlamadan önce nasılsam, bitirdikten sonra da öyleyim. Bana kattığı yeni bir bakış açısı olmadı. Oradaki eksikliği daha süslü cümlelerle, yani estetikle dengelemeye çalışmış.
Kitabın adı Yasin sûresinin 20-21. ayetlerinden geliyor. Kitapta yer yer İslami bakış açısına uygun fikir ve figürlere yer verilse de bu kitap sadece muhafazakarlar için yazılmış dersem yazara haksızlık etmiş olurum. Dediğim gibi, genele hitap eden pek çok konu var. Ancak Gazze, Kudüs gibi muhafazakar kesimin daha fazla hassasiyet gösterdiği bazı 'anahtar kelimeler' içi yeterince doldurulmadan denemelere özenle eklenmiş... Bu yüzden yazarı bazı konularda çok samimi bulduğumu söyleyemem... Bazı denemeler biraz 'tribünlere oynuyormuş' izlenimi verdi ve bu beni biraz rahatız etti...
Merkezinde kadın olan denemelere baktığımızda, kadınlara bakışı konusunda herhangi bir aşırılık ya da seksist bir ifade görmedim. Tam tersi, çok net bir duyarlılık var bazı denemelerde. (Örnek olarak, 29 ve 65. sayfalardaki denemeleri verebilirim.) Bu paragrafı yazma nedenim 
NigRa 'nın 
Ve Sen Kuş Olur Gidersin kitabına yaptığı #32932694 incelemede tartışılan bazı sorunlu ifadelerle alakalı... Hangisi yazarın bu konudaki gerçek fikirlerini yansıtıyor bilemiyorum. Amacım, sadece oradaki tartışmaya genişlik kazandırmaya çalışmaktan ibaret:)
Kitaptaki denemeler için 'aforizma peşinde koşmuş' dersem çok ağır ve haksız bir eleştiri olur. Ancak benim bir deneme kitabından beklentim fikirsel düzeyde olduğu için ve bu noktada kesinlikle tatmin olmadığım için geriye maalesef sadece bu süslü cümleler kalıyor dersem çok da abartmış sayılmam...
Kitapta en beğendiğim deneme 114. sayfada yer alan deneme oldu. (Bazı adamlar için yaşamak ne kadar zorlaşıyor farkında mısın? cümlesi ile başlayan...)
Netice itibariyle, artık Tarık tufan hakkında az da olsa bir fikir sahibi olduğumu düşünüyorum. Yine de yazarın 7 kitabı olduğunu ve romanlarının ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim...
Benim bu kitap özelinde izlenimim yazarın oldukça abartıldığı yönünde... Siyasi duruşunun ve ülkemizde rüzgarın estiği yönün bu satış rakamlarında oldukça etkili olduğunu düşünüyorum... Siyasi iktidar, kendi tabanındaki Y ve Z kuşağına artık Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi isimlerle yeterince etkili bir şekilde ulaşamayacağının bilincinde ve uzun zamandır kendi pop-kültürünü ve kendi edebiyat aktörlerini oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ediyor... Bu çabanın hedefe varması için alınması gereken uzun bir yol var... Bol Gazzeli, Kudüslü, bol süslü cümleler, başlangıç için fena bir tercih sayılmaz(!)... Bu serencamın sosyolojik analizini de başka bir incelemeye bırakalım...
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim...
Herkese keyifli okumalar...
··
713 görüntüleme
Denemelerini bilemem ama öykü kitabı tam arabesk.
Yalnız tribünlere oynuyor hissi vermedi bana doğal haliydi. Bir de tv vs. seyretmediğim için yazarı hiç tanımadan önyargısız okudum.
#32499654
Nilüfer hanım, aslında niyet okumak bana göre sakıncalı bir durum. Yazar yazılarını hangi niyetle yazmış bunu tam olarak kestirmek çok zor. Ancak benim edindiğim izlenim biraz daha gözleme dayalı diyelim. Biraz da sezgiler var işin içinde. Belki de biraz da önyargı:)
Sizin yazdığınız inceleme de oldukça samimi olmuş. İçinizden geldiği gibi yazmışsınız. Ve o kitap özelinde ben böyle bir şey görmedim derseniz size güvenirim...
Teşekkürler, sağlıcakla kalın...
Bu yorum görüntülenemiyor
Yazarın sık sık sosyal medyada övgüyle anılmasıyla birlikte bende ilk kitabını biraz önce okuyup bitirmiş bulundum.Sanırım çok fazla okunmaya değer olmayan bir çok kitap bu şekilde "çok fazla" okura ulaşıyor artık..
Bittikten "neden bu kadar abartmışlar ki" diye iç geçirmişken bir de incelemelerine bakmak istedim. İncelemenizle çok güzel özetlemişsiniz. Anahtar cümleleri ve tabi kitabın tamamını okuyunca "bu kitap,bu konular,bu cümleler ne alaka" diyordum bende... Dediğiniz gibi belirli bır kesime hitap etmek için zoraki eklenmiş cümlelerden bende hiç bir etki alamadım..
Kitap okumak ne tuhaf..Kimilerinin baş ucu kıtabı haline gelirken kimisi için vakit kaybı olabiliyor...
Teşekkürler Zehra hanım. Edebiyat dünyası da hayattan, toplumsal gündemden, siyasetten bağımsız değil aslında. Hangi dönemde egemen kimse her alanda bunun yansımaları da ortaya çıkıyor. Reklamlar ve diğer algıya yönelik tüm aygıtlar işin kolay tarafı. Birini parlatmak çok kolay. İnsan ne kadar seçici olsa da bazen ‘bilinçli’ bir şekilde bu tuzağa düşüyor. Ben de önyargılı davranmamak için alıp bir kitabını okudum. Siz de benzer bir yol takip etmişsiniz. Aslında bu açıdan bakarsak yine de zaman kaybı olarak görmemek lazım. Negatif tecrübeler de insana veya bir okura birşeyler öğretebiliyor. Katkınız için tekrar teşekkür ederim. Keyifli okumalar...
1 sonraki yanıtı göster
Hiç Tarık Tufan okumayı denememiş olanlar için doyurucu bir bilgilendirme olmuş. Teşekkür ederiz:)
Ben teşekkür ederim Scout Finch, okuyan için bir faydası olacaksa ne mutlu bana... Sağlıcakla kalın...
Necip Hocam, son düşüncene varana değin okuyabilirim neden olmasın diye geçiriyordum zihnimden fakat birde ne göreyim, siyasi iktidarın bir edebiyat kuşağı yaratma çabasına paralel bir yol izlemiş olması beni bütünüyle zıt yöne itti. :)
Eline sağlık diyorum, yine bir fikir sahibi olduğumuz sayesinde koşarak 1K ya giren incelemen için. :)
Teşekkürler Anıl, tabii son paragraf benim kişisel fikrim. Ama siyasal iktidarın kendi pop-kültürünü yaratmak için sistemli bir şekilde hareket ettiği hususunda ısrarcıyım:) TT’nin de bu aktörlerden biri olduğu yönündeki fikrim değişmedi. Çok hızlı okunup bitecek bir kitap. Eline geçerse sen de bir göz atarsın mutlaka... Keyifli okumalar dilerim...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.