Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
KAOS'a Selam Olsun!!!
KAOS’A HOŞ GELDİNİZ!!! Yıkım! Tüketime Lanet! İnsanlığa Hayret! Gerçekliğe Niyet, Yalan Dolana Aidiyet! Kaos’un hüküm sürdüğü bu kitapta, gerçeklerin yüzünüze bir Tisunami etkisiyle çarpmasına tanık olacaksınız! Hazırlanın Kaos’a yolculuğa çıkıyoruz! KAOS’un Kitabına, KAOS’ça bir inceleme… Kemerlerinizi takın, HARD CORE CHAOS* Ayağınıza Geldi!!!! youtube.com/watch?v=mEK-2Gb... “Biz ne zaman korksak, bütün bu uyuşuk halimize rağmen gazeteciler kalkıp kaygılarımızı dağıtmaya çalışırlar; onların vaatlerinden bir Düzenbazlık Antolojisi yapabiliriz. Günün birinde kutupların suyunu içeceğiz, buzullar ihtiyaçlarımızı karşılayacak; günün birinde elimizi attığımız her şey leziz yiyeceklere dönüşecek; günün birinde atıklar, okyanusların dibindeki kırık çizgilerine yığıldıktan sonra toprağın derinlerine gömülecek; günün birinde yaşamak için çalışmak zorunda kalmayacağız ve vaktimizi eğlenerek geçireceğiz; günün birinde gezegenlere birbiri ardına koloniler kuracağız. Ayakta uyutan bu masalları, insan türünün dörtte üçü, köpeklerinizden ve kedilerimizden bile daha berbat koşullarda yaşarken yayımlıyorlar; hem de sınırsız bolluk vaat edilen en kötü durumdaki dörtte birlik nüfusun kendi aşağılık durumlarından çıkma umudu yokken ve bu mucizelerin geçerliliğinden kuşku duyacak gerekçeleri varken yapıyorlar bunu. Çünkü, sonun, yerkürenin yüzeyine dalga dalga ve şimşek hızında yayılması için, mutlak dehşetten hayatta kalanların kadim yoksulluğun sultası altında acılar ve sıkıntılar çekerek sürünmesi için tek bir savaş yeterlidir." #30169539 Evine para götürmek için yalan haber yayan MEDYA! Hainsiniz, yalancısınız, günahkarsınız, lanetlenmiş bir evrenin çürümüş pis fosillerisiniz! Sizler ayak takımının bile altında yaşayan sefillersiniz! Paraya kendinizi satan cahiller ordusunun leş yiyicilerisiniz! Aldığınız paralar kadar lanetleneceksiniz. Siz aslında hiç var olmamış bir hiçsiniz! İnsanları kandıran her kurum, her birey sizler sadece insanlığın çürümüş meyvelerisiniz.! Sizler bu hayata yakışmayan ve acilen tasfiye edilmesi gereken ruh emicilerisiniz! "Cehennem ateşine gömülmeden önce bizi ölüme götürenleri ölüme yollayacağız..." #30234405 Lanet Olsun size, dünyayı yalana boğduğunuz için! Lanet olsun Ölümü insanlara hediye diye sunduğunuz için! Lanet olsun size PARA için ruhunuzu ve tüm benliğinizi kirlettiğiniz için! Lanet olsun bu dünya da size hesap soramamış olan bizlere! İki elimiz yakanızdadır! "Şu an hâlâ öyle körüz ki bizim yolumuzu şaşırtmakta ısrar edenleri aşkla seviyoruz, suçlarına ve hatalarına rağmen onları her zaman affediyoruz..." #30233355 İnsanoğlu kendi hayat formunu kendisi yok eder. Onu yönetecek olan zalimi başa getirmeyi sever. Gözünü kapatır ve sempatizanı olur. Aşk ile sever! Yaptığı kötülüklere göz yumar ve onun gibi lanetlenir! Onun gibi olur ve insanlığa karşı suçunu legal hale getirmeye çalışır. Hataları görmezden gelen bir halk, hatalar yüzünden katledilmeye layıktır. İnsanoğlu kendi benliğini yitiriyorsa, yaşamın kutsallığından derhal kovulmalıdır. "Bizler bu dünyada derimizi yüzen soygunculara kanmışız ve Tanrı'ya itaat ettiğimizi sanırken aslında insanlara itaat ediyoruz, hem de bizi kaosa sürükleyen ve ölümden sakınmayan insanlara, cahil insanlara, güçsüz ama bize dayattıkları gelenekler adına bizi ölüme zorlayan insanlara." #30224632 Bu dünyanın tek tanrısı vardır, o da insandır! İnsanlar kendilerini Tanrı ilan ederler sadece bunu size söylemezler. Size inancınız üzerinden her türlü yalanı söylerler. Neye inanmanız, nasıl inanmanız gerektiğini anlatırlar. Daha sonra kendi menfaatleri uğruna kendilerine itaat etmen için kendi dinlerini yaratırlar. Bu din onlara sorgusuz sualsiz biat demektir. El öprersin, etek öpersin! Karşısına dikilip tek kelam edemezsin. Kabul edersin, kendi kendini yok edersin. Sadece göklerde ki Tanrıya inandığını sanan İnsan Tanrıya tapan mahluktan başka bir şey değilsindir. İnsan Tanrı dünyaya hükmeder. Fetihler yapar, topraklar kazanır. Bunu haklı gösterir, en önde kanlar içinde ki fedaileri ise bundan büyük haz duyar. Sonsuz güç insanlığın sonudur. Kontrol edilmesi gerekir. Sistemler bunun için kurulur, İnsan Tanrı bu sistemleri yok eder. Kendisine çevirir. Seni kontrol eder, sesini çıkarırsan baştan verdiğin o gücü seni yok etmek için kullanır. Aklın yolu bir olsa da insan kontrol edilmeyi seven bir yaratıma sahiptir. Tek başına bir şey yapmak istemez. Sürekli yönlendirilmek ve ne yapması gerektiğinin söylenmesini ister. İnsanoğlu kendisini bir koyun sürüsü olarak görür sadece dışarıya bunu lanse etmek istemez, başına bir çoban ister. Yanlarına da kontrolü kaybetmemek adına sorgulayanları uyaracak köpekler tertip eder. Siz bu söylemi hayalinizde istediğiniz sisteme ve yönetime çekebilirsiniz. İnsan var olmaya değil, yok olmaya doğmuştur! Aksini telkin edecek olursanız, bir dünyaya, bir etrafınıza bakın derim. "Efendilere köle gerekir, köleler ne kadar çoksa efendiler de o kadar çok zenginleşir, yeter ki kadınlar doğursun ve çocuklar doğsun, gerisi vız gelir onlara, nüfusun azalması onların yıkımı olacağından evrenin parçalanmasını tercih ederler, o hareketin durması <durması dünyayı kurtaracak olsa da> onların zararınadır." #30224530 Şu kadar çocuk, bu kadar çocuk yapın diyenlerin masum olduğuna inanıyorsanız, şaşarım sizin o alıklığınıza! Bakınız Nazi Almanya’sı, Bakınız Günümüz Türkiye’si!!! İtaatkar topluluk ne kadar çoksa, o kadar devam eder sömürü. Aynı haneden ne kadar çok çocuk ürerse, o kadar devam eder ses çıkarmayan biat eden illet. Aklını kullanamayan milletler sömürü altında kalmaya, düşünce özgürlüğünden sapmaya, sorgulayamayan varlıklar olmaya mahkumdurlar! Vaaz vereni çok olanın, burnu şeyden kurtulmazmış derler. Ne kadar vaaz o kadar kandırılmış insan. Ne kadar kara propaganda o kadar düşünemeyen ve hemen inanan insan. Ne kadar yalan, o kadar sorgulamayan insan. Her IRK, Her TOPRAK, Her TOPLUM buna dahildir. Size özgür yaşama şansını vermesi için seçtikleriniz, size sırtını dönüyor ve daha sıkboğaz ediyor ve hala onların arkasından gitme potansiyeline sahip ve narsist bir fanatizm içindeyseniz, vay sizin yaratılmış bedeninize, vay sizin düşünemeyen tutsak beyninize… "Tarihin dersleri belagat dolu, ama biz bu dersler tarafından aydınlatılmak istemiyoruz, Tarihi reddediyoruz, tek amacımız gerçekliği inkâr edebilmek ve kendi yanılsamalarımız içinde ayak diremek, mucizeye inanıyoruz ve kendimizi yazgıya terk ederek bile olsa bizi sürükleyen şeye teslim oluyoruz bir şeyler değişir umuduyla; ütopyaya duyduğumuz inanç dışında hiçbir şey doğrulamıyor oysa bu umudu." #30211310 Geçmişe kafamızı çevirmeyelim. Geçmiş tecrübe dolu. Düne bakmadan, bugünü yaşamak kadar aptalca şeyler yapmayın. Bedava bir ders var geçmişte. Özellikle acı çekmiş olanların, yanlışlara esir edilmiş ve bunu kabul etmiş olanların. Tarihin karanlık sayfalarından ders alındığı takdirde hem insanca yaşam, hem özgürce yaşam mümkündür. Hala kadınların, hala siyahi deriye sahip insanların ikinci kalite bir mal gibi göründüğü görüş ve ülkeler var. Öncelikle insan insandır, insana cinsiyet yüklemek bile anlamsızdır. Özellikle yaratılışa inanan insanların, insana ayrımcı bir gözle bakıyor oluşu da kabul edilemez. İnsan bu dünyanın Tanrısı olduğu hissini bir kenara bırakmadığı sürece bu uğurda dökülecek çok kan ve göz yaşı olacağı bir gerçek. Geçmişi bu yüzden bilmek lazım. Şu an yaptığımız her ne varsa geçmişin gölgesinde değil, geçmişin tam merkezinden bize ulaşmaktadır. Tarihin tozlu rafları bizim bugünümüzü temsil etmektedir. "...dinlere mümin gerek, uluslara savunacak insan, sanayicilere tüketici; bu demektir ki herkese çocuk gerek, yetişkin olunca ne olacaklarının bir önemi yok." #30197205 Bilinçsiz bir toplum, meyvesiz bir ağaca benzer. Ne meyvesinden yararlanabilirsin, ne gölgesinden. Kupkurudur ve hiçbir şeye yaramaz. Kesilip kenara atılmış, yakılacak diye ayrılmış odundan farkı yoktur. Kökünün toprak ta olması sadece görüntüdür. Ülkeler savaşlar için nüfus kalabalıklarına güvenir. Feda edecek can çoktur. Sadece rakamlardan ibarettir. Bu yüzdendir ki, üremek önemlidir. Ne kadar ürerseniz, o kadar üretmeyen ama kuru kalabalıklar oluşturursunuz. Ne kadar nüfus o kadar vergi, ne kadar nüfus o kadar ucuz işçilik, ne kadar nüfus o kadar sistememe bağlılık. Her şey belirli bir sistemin içinde.
Albert Caraco
Albert Caraco
gibi düşünen, gerçekliği önüne koyabilen insanlar bunun farkındadır. Durduk yere kimse KAOS yaratmak istemez ama zaten olan ve sessizce içimizde yeşermeyi bekleyen bu haykırışa kulak vermeden geçemeyiz. Hayatın akışına karşı birkaç dakika durun ve kendinize sorular sorun. Bana dayatılan ne? Benim verdiğim cevap ne? Sistem çarkı benim yararıma değil de zararıma işliyorsa buna neden destek veriyorum, benim yaptığım yanlış ne? Bu ve benzeri sorular sizin düşünebilen bir varlık olduğunuzu kendinize gösterecektir. Soruları cevaplamak saçmalamak pahasına kolaydır lakin soru sormak zordur. Soru sorun, sorgulayın. Anarşiye hizmet edin demiyorum, sorgulayın ve yalan olan gerçekleri kıyıdan köşeden çıkarın. Doğru ile yanlış paralel olarak birbiri ile ilişkili ama bir o kadar da niteliklerinden uzaktırlar. Bu iki terim keyfi düşünceye göre değişkenlik gösterir. Pusulanız gerçekçilik ve gerçekler olsun. Doğru ve yanlış o zaman kedisini hiç belli etmeden gösterecektir. Kitabı Haziran’ın 6’sın da bitirmişim. Bir kitap aklınızda kalmıyor ve aylar sonra size bunları yazdırmıyorsa, onu hiç okumayın derim. Okumak için, kitap okuyacaksınız zamanınızı hiç harcamayın. Size bir şeyler katacak şeylerin peşinde olun. Zaman önemlidir, bunu iyi değerlendirin. İncelemeyi okuduğunuz için teşekkür ederim. KAOS’un beşiğinden selamlar olsun! Kesinlikle tavsiye ediyorum. 10/10
Kaos'un Kutsal Kitabı
Kaos'un Kutsal KitabıAlbert Caraco · Sel Yayınları · 20162,174 okunma
··
563 görüntüleme
Sezen B. okurunun profil resmi
İçinde sevgi sözcüğünün geçmediği incelemeyi napam! :)))
Murat Ç okurunun profil resmi
Aslımızı görsünler diye tekrar paylaştım. :D
Necip G. okurunun profil resmi
Murat eline sağlık öncelikle. Bu kitap, insanın içinde biriktirdiklerini dışarı boşaltmak için biçilmiş kaftan:) Kitap ister istemez insanı hayata karşı öfkelendiriyor. O yüzden incelemen kitabın ruhunu yansıtmış bir bakıma. Medya konusuna gelince, ben her konuda olduğu gibi medya konusunda da iyi ve kötünün iç içe olduğunu düşünüyorum. Caraco’nun medya eleştirisine katılıyorum. Ancak medya sadece bundan ibaret değil. Pek çok nesil dünya hakkında sahip olduğu bilginin çoğuna medya sayesinde ulaştı. Medyanın karanlık tarafı hep ön planda olsa da reddemeyeceğimiz bir kamu hizmeti de oldu. Ancak medyanın konjonktüre göre yanar dönerli kaygan bir yapısı olduğu bir gerçek. Çünkü medya artık iş dünyasının elinde ve hepsi birer ticari şirket gibi yönetiliyor. Ben kitabın ortalarındayım henüz. Okuduğum kadarıyla, Caraco’nun dünyayı yeniden düşünme ile ilgili fikirlerini çok önemli buldum. Bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği fikrine de katılıyorum. Zaten kaos tam bu noktada ortaya çıkıyor. Silbaştan bir dünya kurmak mümkün değil. Sistem artık kuruldu ve saat gibi işliyor. Bundan sonra gelecek nesiller de bunu değiştiremeyecek. O, fikirsel anlamda bu düşünceyi kafasında tam olarak olgunlaştırdıktan sonra artık yaşamanın da anlamsız olduğuna karar vermiş. Dünya hakkındaki fikirlerine katılsak da onun bu intihar kararı her zaman tartışmaya açık olacak. Bir de şu var ki, o fikirlerini tamamen tanrısızlık üzerine kurmuş. Tanrıya inanan sıradan biri için bile onun fikirleri birkaç saniyede geçersiz kılınanilir. Bu noktada, onun çizdiği karanlık tablo, bir başkasına o kadar da karanlık gözükmeyebilir. Nihayetinde sabaha kadar yazsak da bitiremeyeceğimiz bir kitap bu. Alıntılar arasına yerleştirdiğin kendi fikirlerin de çok etkileyici. Tekrardan emeklerine sağlık... Sevgilerimle...
Murat Ç okurunun profil resmi
Necip Abi öncelikle yorum için gerçekten teşekkür ederim. Kendime şunu sordum "sen nasıl bir inceleme yaptın ki hiç yorum yapan olmadı." Sert mi oldu ne oldu. :)) Başında da belirttim, kitabın diline uygun bir inceleme yapmaya özen gösterdim. :) Medya'nın özgür olması hepimizin dileği. Şu an hükumet destekli ve dediğin gibi iş dünyasının elinde. Benim dürüst bir şekilde günlük işini yapana bir lafım yok. Ki sen de o sektördesin. Şu dönemde daha da zor bir iş. Lakin benim lafım özellikle köşe yazarlarına olabilir. Bile isteye yalan yazıyorlar. Nazlı Ilıcak gibiler yazdı yazdı da ne oldu? Bir çok örnek verilebilir tabi. Herkesin bir sonu olacak. Bu hep böyle olmuştur. Yanlış mı düşünüyorum sence? Bu tarz kitaplar sistemin kötülüğünü net olarak gösterir ama peşlerine takılan pek olmaz. Çünkü insanlar yani bizler sisteme boyun eğmenin rahatlığı içindeyiz. :) Ve daha iyisinin planını yapmadığınız ya da yapamadığımız için mevcut sistemi yok etsek bile ne yapabileceğimiz belli değil. Zaten düzeltilmeye ihtiyacı var. Yok etmeye gerek yok. Tanrı konusu kesinlikle öyle. Temiz bir bakış açısı lazım kitabı okumak için. Net fikirleri olanlar için pek 'te okunur bir kitap olmayacaktır. Fikirler bu tarz kitapları okuyunca ve özellikle yorumlamaya gelince gerçekten daha net çıkıyor ortaya. Benim kullandığım dil yıkıcı bir dil bu inceleme de. Biliyorum ki sen yaptığında daha farklı bir bakış açısı kullanacaksın. Ben kaos a kaos katmak istedim ve sert bir inceleme yaptım. Yaptığım kritikleri beğenmen benim için önemli. İncelemeyi okuduğun ve detaylıca kendi bilgilerini sunduğun için teşekkür ederim.. Yakın zamanda bitirmeyeceksin o belli ama senin incelemeni de merakla bekliyor olacağım. Bakalım kaos sana ne vermiş olacak. :)
2 sonraki yanıtı göster
Lightmorelight okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık. Murat bey. Gayet güzel. Duygu ve düşüncelerinizi damarlarımda hissettim. Sonra biraz düşündüm katkı mahiyetinde saçma sapan gelebilecek fikirlerimi yazayım dedim. Bu tür kitaplar insanı sarsıyor ama düşünceyi çok negatif hale getirip olumsuz bir dünya ve kurtuluş isyan diyor. Ama gerçek hayat değil anlatılan. Yani yaz ve kış değil hayat baharlar var ve çiçekler bir günde açmaz. Kök salar yaprak açar buyur sonra çiçek olur. Yani hayatta tedricilik esastır. Bu kitap gibi düşünüp mücadele edersen yorulursun. Hayattan aldığın zevk azalır. Dünyan kararır diyorlar ya öyle olur. Aklı selim şekilde, sakinlik içinde acele etmeden düşünerek hareket. bence uzun ömürlü ve verimli olan. Gelelim öze, sorun yalan ve turevlerinin bolca kullanan bir kesim birde bunları sorgulamadan kabul eden diğer kesim. Hayatın her Alanında. İşte bu iki kesimle birden işbirliği halinde mücadele lazım hem yalan soyletmiyecegiz hem düşünme kabiliyetinin her kesimde gelişmesi sağlanmalı. Sorgulama yani. TR özelinde büyük köyler haline gelen şehirlerde insanların kısa sürede düşünmeyi öğrenmesi zor. Belki internet, sosyal medya umut olabilir. Yada sorgusuz sualsiz guvendiklerinin ülkeyi uçurumdan düşürmesi. Neyse çok kafa agrittim. İyi geceler.
Murat Ç okurunun profil resmi
Estağfurullah kafa ağrıtmak olur mu. Keyifle okudum. :)) Fikirleriniz saçma değil. Kesinlikle mantık çerçevesi içinde ve doğru. Bu kitap adı üzerinde kaos. İnceleme de ona uygun yapıldı. Aynı şekilde her şeye olumsuz ve karamsar bakarsak, karanlık bir dünya kurarız kendimize. Oysa ki yazılan şeyler gerçek hayatta çok dikkat etmediğimiz ve o yüzden önümüze çıkmayan şeyler gibi duruyor. Ama işe sorgu kısmını soktuğumuzda iş biraz değişiyor. Milyonlarca insanı peşinden sürüklenmez bu ve benzeri kitaplar. Sadece bak bu gördüğün pembe tablonun bir de arka tarafı var 'ı simgeliyor olabilirler. Ama zihin açtığı kesin. Beyin olağan şeylere farklı bakmayı öğreniyor bu tarz kitaplar okuduğunda. İnsanlar kutuplaşmadan zevk aldığı için birlik olup daha iyisini basil yaparızın pek dersinde değil. Zaten bu durumdan yararlanıp, milli ve dini duygularla oynanıyor. Neyse o kısma girmeyeyim. :) Okuduğunuz ve bu değerli yorumu yaptığınız için teşekkür ederim. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.