Çok güzel ve etkileyici bir şekilde kaleme almışsınız incelemenizi. Emeğinize ve yüreğinize sağlık.
Kim savaş ister ki?! Kimse istemez, ama şartlar bazen bizleri bu kaçınılmaz sona doğru sürükler ve acı gerçekler, istemediklerimizi ve insanın içinde olan vahşi duyguları yaşarız. Evet, üzücü bu kaçınılmaz bir gerçek.
İnsanoğlunun nüfusu, istekleri, ihtiyaçları ve bazı gereksinimleri arttıkça, bu az önce saydıklarım ister istemez azalınca da kaynak arayışınız başlar. Sizin topraklarınız, denizleriniz yetersiz kalınca ne yaparsınız? Bir öteki tarafa bakmak istediğinizde, baktığınız öteki tarafın bir başka komşunuzun ihtiyaçlarını karşıladığı bir mıntıka olma ihtimali çok yüksektir. Bunu her daim yaşıyoruz. Örnekleri mi? Denizlerde deniz türü için besin savaşları, petrol ve doğal gaz yatakları için günümüz Akdeniz havzası, topraklarda genişleme istekleri (petrol için Irak, Suriye örnekleri) vs. vs. ve liste uzar gider. Keşke savaşlar olmasa, ama kaçınılmaz son yaklaşmakta ve belli bir kesim haricinde, orta ve alt tabaka için neslini devam ettirmek neredeyse imkansız olacak.
İncelemeniz için tekrar teşekkür ederim. Kaleminize sağlık.