Gönderi

Ve dahi, namaz meselesi muazzam derecede hassas bir konu olduğu için padişah Cuma namazının kılındığı mescidlere hatipleri mütedeyyin, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilen ve Kur’an ilimlerine vâkıf kişiler arasından seçmelidir. Zira Müslümanların namazının sıhhati imamlara bağlıdır. İmamın namazı fasit olduğunda cemaatin de namazı fasit olur. Keza tartı ve fiyatların adilâne tutulması, alışveriş ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde icrası, taşradan pazara getirilen malların bir yalan dolan olmaması için eksiksiz denetimi, ölçü taşlarının ağırlığının doğruluğu ve emir bi’l ma’rûf ve nehiy ani’l münker emrini ifa için her şehre bir muhtesib görevlendirmelidir. Mülkün ve adaletin temelinde yatan düsturların başında hükümdarın ve memurların muhtesibi himaye etmeleri gelir. Bundan gayrı bir tavır takınılırsa fakir fukara meşakkat çeker. Tacirler keyfince alışverişe koyulurlarsa halkın başına dertler açarlar. Ardından sapkınlığın gelip şer-i şerifin paymal olması gecikmez. İşlerin adaletle yürümesi ve İslam kurallarının yürütülmesi için şu hikâyede geçen veçhile muhakkak bu mesele işin erbabına, bir hadime yahut hiç kimseden korkusu olmayan bir Türk’e emanet edilmelidir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.