Marksistler "yansıma" kuramında istedikleri kadar ayak diresin, Nietzsche Güç istenci'nin "perspektivizm"i üzerine dogmatikleşerek kendi kendisiyle istediği kadar çelişsin, Freud "sansür"üyle, "kapı bekçisi"yle, "kılık değiştirme"siyle istediği kadar mitoloji yaratsın; esas olan bu sıkıntılarla bu açmazlar değildir. Esas olan, üçünün de elde olan araçlarla, yani çağın
önyargılarıyla ve o önyargılara karşı, anlamla ilgili, dolaysız bir bilince indirgenemeyen, dolayımlanmış bir bilim yaratmalarıdır. Üçünün de farklı yollardan giriştikleri iş, Güç İstenci'ne, toplumsal varlığa, bilinçdışı ruhsallığa atfettikleri "bilinçsiz" şifreleme çalışması ile kendi "bilinçli" çözme yöntemlerini örtüştürmektir. Kurnazlığa karşı, misliyle
kurnazlık.