Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

296 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
CİNSEL AÇLIK BİR SAPKINLIKTIR
YouTube kitap kanalımda Yaşasın Orgazm kitabını önerdim: ytbe.one/ObfKUmJ9FXM Oğuz (Yaş 14) : Orgazm ne demek anne? Annem : Çok ayıp. Nerden duydun o kelimeyi? İleride öğrenirsin. Oğuz (Yaş 24) : Yaşasın Orgazm! "Kişinin eşini daha iyi tanıyabilmek için evlenmeden önce hayatını geçireceği kişiyi çıplak görme izni vardır." Ütopya / Thomas More Eşlerinizi iyi tanıdığınızı düşünüyor musunuz? Eşlerinizin nelerden hoşlandığını ya da şu an bu yazıyı okuyan istisnasız olarak herkesin annesinin ve babasının orgazm adındaki ötekileştirilmeye çalışılan, konuşulmasından korkulan, çekinilen duyguyu yaşayarak o kişiyi dünyaya getirdiğini biliyor musunuz? Muhtemelen biliyorsunuz, çünkü lise derslerinizde bu bilgi size teorik olarak sadece bir ders saatinde gösterildi. Fakat bu muazzam ve eşsiz duyguyu sırf toplum tarafından eleştirilirim, kötü görülürüm diye konuşmaktan çekiniyorsunuz. Üstüne çocuklarınızın da merak duyduğu bu tür sorulara doğru dürüst cevap veremiyorsunuz. Şu an bu yazıyı okuyan bir anne, bir baba ya da herhangi bir insan olabilir. Orgazm, eşlerin birbirlerinin vücutlarını ve aslında bir bakıma evliliklerinin sürecini tanıma aşamaları için olmazsa olmaz bir basamaktır. Bir doyumdur. Eşlerin ömür boyu birbirlerinin bağlılığı için attıkları bir imzadır. Bu vücut ve hoşlanılan zevklerin tanınma basamağı geçilmeden orgazmın da sadece vajinal seksten ibaret olarak düşünülme yanılgısı çok normal ve yaygındır. Böyle duygusuz kişilerin orgazmı salt geçici bir zevk malzemesi olarak düşünmesine şaşırmamak gerek. G noktası diye anılan Gräfenberg noktası, klitoris, klitoris şaftı, üretra, vulva, iç dudak ve dış dudak gibi tanımları öğrenip, ilişkileri duygusuzlaştırmaya ve kusursuzlaştırmaya çalışan bir porno endüstrisine rağmen uğruna bir hayat adanacak eşin de istekleri göz önünde bulundurularak bir ilişki nasıl yakınlaşma, tensellik, şefkat, sarılma ya da duygusal bağ gibi temellerden inşa edilebilir? Kitap her ne kadar kapağında "Kadınlar İçin Sıradışı Bir Rehber" olsa da ben kadınlardan çok ülkemizin erkeklerinin okuması gerektiğini düşünüyorum. Zira ülkemizde her zaman var olan cinsel açlık, bir erkeğin yanından geçen herhangi bir giyim tarzındaki kadını bir seks objesi olarak görmesi, tecavüzlere ve kadın ölümlerine gereken cezaların verilmemesi gibi düşünceler hastalıklı düşüncelerdir. Düzmek, becermek, koymak, kaymak, basmak, yaslamak, pompalamak, kaçak et kesmek vs. gibi bir sözcük dağarcığı çeşitliliği yeteneğinin, küfürlerin kadın organı ve anneler üzerinden gerçekleştiği bir ülkede olmasına şaşırmamak gerek. Halil Cibran'ın söylediği söz ülkemin bütün cinsel açlarına gelsin! : "Senin fikrin güzel kadından, çirkinden, iffetliden, orospudan, akıllıdan ve aptaldan bahseder. Benimki ise her kadında bir anne, bir kız kardeş ya da herhangi bir erkeğin kız evladını görür." Allah aşkına kadın ölümlerinin bir nicelik olarak kayıda geçtiği ve haberlerde zaplayıp kanıksadığımız -vah vah çevir şu kanalı ya bu ne biçim haber böyle de deriz- o kadınların bir ölüm sayacı gibi sayıldığı siteden kaçınızın haberi var? anitsayac.com Yoksa erkeklerin bu ülkede orgazm oldukları konu kadınlara tecavüz etmek ve onları öldürmek midir? Hastalık ancak aşı ve ilaç gibi yöntemlerle geçirilebilir. Bu konunun en iyi ilacı ise cinsellik konusunda çocukluktan beri olması gereken bir kesintisiz eğitim sürecidir. Merak açlığı ancak bilgi tokluğuyla doyurulabilir. Fakat biz tam tersine ne geleceğin yetişkinleri olacak çocuklarımıza böyle konulardan bahsederiz, ne de onlar sorular sormasına rağmen bu soruları cevaplamaya çabalarız. Bu konunun öğretilmesi ve bu konunun toplum içerisinde konuşulacak rahatlığa ulaşması maalesef şu an bizim ülkemiz için bir ütopya seviyesindedir. O zaman tekrar diyelim, yaşasın orgazm!
Yaşasın Orgazm
Yaşasın OrgazmDorian Solot · Aganta Kitap · 2020504 okunma
··
9,3bin görüntüleme
Neslihan T. okurunun profil resmi
Ne zaman muhafazakar olmaktan uzaklaşmışız, ne zaman bu konular yüzeye daha fazla çıkmış o zaman bunlar olmuşmuş.. Sorarım sizlere sadece kadınlar mı uzaklaştı yoksa erkekleri de kendi zihninizde hesaba kattınız mı? Kadınları değersizleştiren “bu konuların gün yüzüne çıkması mıdır?” Yoksa kadınları değersiz göstermeye çalışan toplumun ta kendisi midir? Cinsellik bütününde kadın nasıl değersiz olabilir? Peki erkeğin ne değeri vardır o zaman? Erkek ve kadını bu konuda nasıl birbirinden ayırırsınız? O zaman böyle düşünen herkes hastalıklı fikirlere sahiptir bana göre. İlişkide üstün bir taraf yoktur. Erkeğin aldığı zevkin aynısını kadın da almak ister. Ya da erkekler nasıl kendi aralarında genelev muhabbeti yapıp bunu gizliden gizliye yaşıyorsa, aynısını kadın da yapar. Şaşırdınız mı yani? Bu işi yapan erkekler için toplumda “erkek adam yahu normal” neden denir? Aynı dürtüler kadında da var.. O da gidebilir. Zaten bu tip işlerde bulunan erkekler de var. Kalkıp kadınların da onları bulmasına neden şaşırırsınız mesela ya da neden bu ihtimali hiç düşünmezsiniz? Kadınlar içindeki dürtüleri bastırmak zorunda da erkekler değil mi? Namus denilen ve “muhafazakar” toplum için bir numaralı kural olan konu erkek üzerinde neden yoktur? Kızların kendilerine dokunması bile ayıp sayılırken erkekler neden bilgisayar karşısında zevkini giderir ve bunu her yerde “şu hatuna bakarak bir posta attım,” diyerek anlatır? Ee hani muhafazakarlık? Ee his aynı his.. Neden bir tarafın sürekli bastırılması istenir? Din konusunda bile konuşulurken hep kadınlar da kadınlar.. Yahu din kadına haram erkeğe helal mi demiş? Ama her zaman olduğu gibi siz isterseniz yaparsınız, siz isterseniz elde edersiniz, siz porno da izlersiniz ama bir kadının açıp izlediğini duyunca şoklara girersiniz.. Sonra kalkıp kadını erkeği ayırmadım dersiniz.. Cinsellik kişisel bir tercihtir. Kadın için de öyledir erkek için de. Kadın isterse yapar ya da “kendi” istemezse yapmaz. Bu onu değersizleştirmez. Bu kimseyi değersizleştirmez. Bu konuda olan hastalıklı fikirleriniz midemi bulandırıyor. Bu konularda burada ahkam kesen arkadaşlar -genel konuşuyorum- kız arkadaşlarına özelden “yaaa sen hiç porno izledin mi çok merak ediyorum??- diyen tipler. Ya da -yapalım aşkım söz veriyorum evleneceğiz seninle- diyerek kadının içinde bastırdığı duygularını kullanıp onlara sahip olan kişiler. Daha sonradan da evlilik aşamasında “bakire olacak” diye diretip, kendi geçmişine baktığında ortalıkta ilişkiye girmedik kadın bırakmamış tipler.. Bu konunun kadını erkeği yoktur. Önce erkekler kendi değersizliklerini hissedip “acaba benden daha mı iyiydi, daha mı büyüktü” kafasından kurtulsun, daha sonra desin ki kadınlar şöyle, kadınlar böyle değersizleşti vs.. Eline sağlık inceleme için.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu yorumun üstüne bir başka yorum yapılabilir mi? Özellikle de başından ortaya kadar olan kısmını 2-3 kez okudum. Senin eline sağlık.
1 sonraki yanıtı göster
Pera Başak Salt okurunun profil resmi
Bu kitabı okurken sık sık ortaokul dönemimi hatırladım. Fen bilgisi kitabında çıplak kadın, erkek figürleri olurdu, ergenlik döneminde yaşanan değişimler anlatılırdı. Ve biz kızlar o gün o konu işlenecek diye gerilir, aramızda bunu konuşur, hocanın çok üzerinde durmaması için dua ederdik. Vücudumuzu tanımak, dinlemek bile utanç veriyordu. Erkeklerse teneffüste toplanır, bu resimlere bakar ve muhabbet ederlerdi.O yaşta o utangaçlığı bize yaşatan ailelerin, toplumun baskısı. Seks konuşmak yasak bu ülkede, çünkü hepimiz muz kabuğundan çıktık. Böyle bir ülkede bu kitabı okumak bile cesaret isterken ( #29395862 ) senin inceleme yapman delilik adamım. :) Kusura bakma bu konuda çok doluyum. Eline sağlık bilgilendirici bir inceleme olmuş. Cesaretin için de tebrik ederim.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Kızlar o konularda gerilirken erkekler de tam tersine gülerdi, bel altı esprileri yapardı vasat vasat. Olay kesinlikle vücutları tanımak üzerine, bu kitap da bunu amaçlıyor zaten. Uğruna bir hayat adayacağın insanın vücudunu tanımak üzerine... Thomas More'un sözünü bu konuda çok seviyorum. Oğuz Atay'ın Oyunlarla Yaşayanlar kitabında şöyle bir bölüm var : "SAFFET : Aman felsefe yapma! COŞKUN : Yapacağım. Ve düşüneceğim. Ülkemizde suç sayılan ne kadar şey varsa hepsini yapacağım." Aynı böyle düşünüyorum. Vikipedi bile yasaklı hala yahu inanabiliyor musun? Neyse sanırım ben de epey dolu gibiyim, böyle şeyler üzerine okumayı ve yazmayı cesaret olarak görmesem de sen de yorumunla değer kattığın için teşekkür ederim.
Selman Ç. okurunun profil resmi
İncelemeyi de okudum, sonrasında yorumları da okudum. Oğuz emeğine sağlık öncelikle. Hep derim sitede özgün olan insanlardan birisin. Hem yüz yüze de tanıdığım için söyleyebiliyorum bunu, kafan farklı bir şekilde çalışıyor. Sonrasında "Masum değiliz hiç birimiz" diye bir şarkı vardır çok güzel, dinleyin Bir de "Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil" sözü vardır baya anlamlı. Bu ikisi de aynı anlamlara geliyor zaten. Keşke herkes bu bilinçte olsa ama mümkün olmadığını biliyorum, çoğu şeyin bu ülkede, bu dünyada mümkün olamayacağını bildiğim gibi. Beni tanıyanlar bilir gerçekler derim genel de, çoğu da acı gerçekler oluyor, insanların yüzleşmek istemediği durumlar, görmezden geldiği durumları vs. söylediğim için. Bazen de eleştiri alırım bu konuda ama işte İnce Memed'in içindeki kurt gibi içimde yer etti kurtulmak mümkün değil. Bu bana zarar da veriyor farkındayım ama yapacak bir şey yok. Çok fazla konuştum şimdi gelelim incelemeye ve yorumlara. Çocuklukta sorduğun soruya gelelim. Mesela çocuklukta okullarda Matematik, Türkçe vs. vs. bir dünya ders alıyoruz, din dersi de var bunun içinde hatta yetmiyor camiler, kurslar vs de bunun için eğitim veriyor. Peki cinsel eğitim? Eksik 1 Hadi okul vs geçtim peki Aile? O da ayrı bir eksik. Çünkü tabularla doluyuz. Ayıp, günah vs bir dünya şey. Hani çocukken sorardık ben nasıl oldum diye seni leylekler getirdi, yok yolda bulduk vs klişeleri vardı. Aslında çocuk merak ediyor da işte aileler bu konuda çok eksik. Eğitim yok çünkü ne anlatacak ki çocuğa. Kızmıyorum da aslında çünkü öncesi de böyle. İstanbul toplantısında da birkaç kere açıldı bu konu ama sonra kapandı hemen bir şekilde. Çünkü bir çekinme durumu vs var. Eğitim dedik ya acaba bu eğitimi verebilecek kaç insan var ülkede. Veya başka eğitimleri. Bu da ayrı bir tartışma konusu. Çok eksiğiz çok. Bir yerden belki bir gün başlanır da değişir şu durum ama zor gibi... Bu işin kadını erkeği yok arkadaşlar. Aşağıda bir yorum vardı "Toplum ne zaman bu konulara girdi, kadınlar da değersiz olmaya başladı" diye. arkadaşlar bu toplumda kadınlar ne zaman değer gördü acaba? Ciddi soruyorum bunu, hayır ne zaman değer gördü ki, bu konular konuşulmaya başladığında değersizleşti. Toplumumuzda yer edinmiş bir diğer tabu da, erkek yapar yaa n'olcak ama kadın yaparsa oooooo kıyametler kopar. Burada Oğuz'un cinayetler kısmına getireyim lafı. Belki Oğuz eksik kaldı bu konuda cinayetle ne alakası var vs diyenler olabilir. Töre cinayetleri desem yeterli olur mu acaba? Açmamı ister misiniz? Bence gerek yok net olarak anlaşılıyor zaten. Belki anlatmak istediklerimi tam anlatamadım ama olsun. Oğuz tekrar emeğine sağlık.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Açıkçası bu inceleme kendimin çocukluğundaki eksikliklerden de bir iz taşısın diye dedim, çünkü gerçekten de sorduğum sorular ve yukarıda yazdığım içselleştirmeler yaşandığı için bunları yazıyorum. Eğitim okul aşamasından önce ailede başlar fakat insan, ailesinden duyamadığı şeyleri okuldan, okuldan duyamadığı şeyleri arkadaş çevresinden, arkadaş çevresinden duyamadığı şeyleri bu sefer tanımadığı insanlardan duymak ister. Böylece bilgisizleştirilmenin yaşandığı bir toplum yapısında olay istenmeyen ve önü alınamayan yollara gider. Yazarken kasmak yerine okuyup kendi toplumuma yararı olacağını gördüğüm kitapları böyle bazen alakasız görülebilecek şeyler olsa da detaylandırıyorum ki daha fazla farklı görüşlerden insan görsün, okusun. Misal olarak; Bir Başka Din: Tasavvuf kitabı Eksiklerimi sen tamamlamışsın kardeşim, benim esas bu konudaki yaram televizyonda kadın cinayetleri çıktığında ailem içerisinde televizyon kanalının çevrilmesi yönündeki istekten doğan bir durumdu. Ben de bu konudan cinsel eğitim konusuna tümevarım yaptım, kendim de bu konuda bir şey yapmıyorum. Fakat bu inceleme bile bu kitabın alınması için bir bilinç oluşturmak değil midir? Şu an bu inceleme yazılmamış olsa onlarca insan “bir de şöyle düşüneyim bakalım neler olacak” algısına bürünebilir mi? Bu ülkede elimden gelenin en iyisi bu. Daha iyisini yapmak için ise çalışıyorum. Yorumun ve vaktinden ayırdığın için teşekkür ederim Selmancım.
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Öncelikle bazı arkadaşlara katılmakla beraber bazılarına da katılmıyorum. Toplum bu tür konulara ne zaman ki girdi kadınlar daha değersiz olmaya başladı. Büyük bir laf ama öyle. Değersizleştirme politikası var ülkede. Ama sende ne algı varsa bilmiyorum ama algıyı değiştiriyorsun kardeşim. Bu ülke daha muvafazakar zamanlarında kadın ölümleri daha azdır. Asıl kadını ortada sergilemek bu olsa gerek. Kadın haklarına falan fistan bu konudan nasıl bağladın da anlamış değilim. Bilakis kişi kendini ne kadar muhafaza ederse bireysel anlamda o kadar iyi bir kolektif bilinç oluşur toplumumuzda. Zaten küçük yaşta çocukların küfür öğrenmeleri cinsel organ lafları son 30 yıl içerisinde oldu. Kişi ne zaman ki kendini Bu işe koydu yani tipik muhafazakar yapısından ne zaman ki ayrıldı bu haller başına geldi. Bu işi de sosyoloji çözer. Böyle kitaplar değil.
3 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Mustafa Bey, farklı bir bakış açısından yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Görüşlerinize katılmıyorum çünkü kendi algımı yansıttığım için üzerine daha fazla şey söylemek de polemikten öteye gitmeyecektir. Bu işin hem sosyoloji hem de böyle konuların konuşulabilmesinden geçtiğini, erkeklerin yaptığı şeylerin kadın yaptığında neden garip karşılandığını konuşmak gerek diye düşünüyorum, ikisi de ortak noktada birleşiyor.
11 sonraki yanıtı göster
cicoretti okurunun profil resmi
Her satırına , her kelimesine katılıyorum. Ellerinize sağlık. Orgazm erkek ataerkinin tekelindedir ne yazık ki. Bunun en iyi örneği; koca bir porno endüstrisi ve -sayıca az olduklarını düşünmeme rağmen- aslında her kadının aşağılanmaktan hoşlanan azgın birer dişi örneği oluşturduğu porno filmlerdir. Ataerkil düzende erkeğin korkusu kendisine penisi yoluyla miras kalan gücünü kaybetmektir bu sebeple yaşanan cinsel ilişkilerde incelemenizde bahsettiğiniz vurmak, kaymak..... gibi terimleri kullanır bu sebeple kadının orgazm olmadıgını ya da ilişkiden zevk almadıgını kabullenemezler. Bunun yardakçısı da yine malesef orgazm taklidi yapan, başımda bir erkek bulunsun da çamurdan olsun kadınlardır. Kadınlara da kızmamak gerekir zira erkeğe muhtaç narin prensesciklerin masallarıyla büyütüldüler. Tam bir cinsel özgürlüğün gerçekleşmesi için ataerkil sistemin bitmesi eşitlikçi bir toplumun gelmesi gerekir ki bu pek de mümkün görünmüyor. Ayrıca dini bütün toplumlarda da bahsettiğiniz ve bahsettiğim tüm yanlışlıklar had safhadadır. Kaçınarak, göz ardı ederek çözülmeye çalışılan cinsel istek sapkınlığa dönüşmeye yatkındır.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bugüne kadar okuduğum kitapların içerisindeki en güzel 5 "kadın" temalı alıntı videosu için: youtube.com/watch?v=bRzhdOo...
Sezen B. okurunun profil resmi
Her şeyin başı eğitim çok haklısınız. Benim çocuklarım dördüncü sınıfta, yaşlarına uygun bir dilde ve düzeyde bunun eğitimini almaya başladılar. Bu neden Türkiye'de de mümkün olmasın. Bu konular, ayıp ve yasak olduğu sürece yani tabular yıkılmadığı sürece de hala kadına bir sex objesi olarak bakılmaya ve gerdek gecesi kadınların korkulu rüyası olmaya devam edecektir. Iyiki de bu incelemeyi yaptınız. Eminim birkaç kişi sayenizde kitabı okuyup, faydasını görecektir.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çocuklarınızın böyle bir eğitim alıyor olmalarına gerçekten sevindim Sezen Hanım, buradan bu sevinci fiziksel olarak görmüyor olabilirsiniz fakat böyle olduğuna emin olabilirsiniz. Çünkü bu bir umut ışığıdır. Ama "umut" kelimesine distopik kitaplar dünyasına girdiğimden ve Hakan Günday alıntılarını derinlemesine düşündüğümden beri yadırgayıcı yaklaşıyorum, bu ayrı konu ama. Yorumunuzla incelemeyi bir kadın olarak değerlileştirdiğiniz için teşekkür ederim. Benim de umduğum şey son cümlenizdir, eksik olmayın.
Fatoş A. okurunun profil resmi
Sizin ve sizler gibi düşünen erkeklere rastlamak hele ki bu erkek egemen sistemde karanlığın içinde ki minik bir pencere/aydınlık belki, çünkü öylesine büyük bir karanlığın içine hapsolmuşuz ki! Düşünceleri bilgileri yayarak daha cok aydınlığa vesile olacaginizdan umutluyum.. Kaleminize/fikirlerinize sağlık..
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Düşünceleriniz için teşekkür ederim Fatoş Hanım, dediğiniz gibi bu pencere çok küçük bir pencere ve kapanmasını isteyen de maalesef çok kişi var. Çünkü böyle şeylerin konuşulmasından insanlar genelde hoşlanmazlar. Keşke -özellikle de eşler için- gerçek hayatlarımızda da bu konudaki sıkıntılarımızı ve isteklerimizi rahatça söyleyebilsek birbirimize.
Anıl okurunun profil resmi
Şimdi buraya polemik yaratmadan bir şeyler yazmak gerek. Lakin ne yaparsam yapayım yine de karşımda birilerini bulacağımdan eminim. Aşağıdaki yorumuma, Oğuz'un bir konuya dikkat kesmek adına tarayıp eklemiş olduğu (Düzmek, becermek, koymak, kaymak, basmak, yaslamak, pompalamak, kaçak et kesmek) bir takım kelimeleri ekleyerek bunlara güldüğümü belirttim. Amacım yapılan incelemenin kendine eleştiriden uzak olduğunu yazarına hissettirmekti. Lakin inceleme yazarı, bırakın hissetmeyi incelemedeki tutumu devam ettirerek yorumuma yorum yaparak samimi olmayan duyar kasma eylemine devam ettiğini üzülerek fark ettiğimi itiraf etmem gerek. Ben böylesi konuların fark ettirilmesi özelinde öncelikli olarak insanın kendini eleştirmesinden geçtiğine inanırım. Toplum böyle, cinsel açıklık çeken insanlar şöyle gibi tümden kendini soyutlayarak bir şeyleri anlatmaya çalışmak ne kadar sağlıklı diye sorarım kendime ama site bünyesinde hassas konular gündeme geldiğinde görüyorum ki o konuyu gündeme getiren insanın o konuda mükemmel, ne gerekiyorsa onu yapmış hatta yapacak ve onun savaşını verecek gibi ifadelerine şahit oldukça deliriyorum. Bu inceleme özelinde Oğuz, tanıdığım bildiğim birisi olduğu için ona yardımcı olmak adına kendimi öne attım. Yazıyı yazan ve o konunun insanlarda yer etmesini isteyen ben olmamama rağmen bunu yaptım. Ahmet Kural'ın, Şahan Gökbakar'ın Cem Yılmaz'ın filmlerinde bahsini ettiğim anahtar kelimeler duyulduğunda katıla katıla gülen bizlerin kendini eleştirmekten uzak durarak bir konuda duyar kasmalarını yediremediğim için yaptım bunu. Önce dedim ki ben gülüyorum hatta incelemede gördüğümde bile güldüm. Önce bunu düzeltmeli mesajını vermeye çalıştım. Peki bu kadar güzel duyar oluşturmaya çalışan inceleme yazarı ne yaptı dersiniz. Beni de cinsel açlık çeken, toplumun onaylanmayan tarafına öteleyerek "Ağlanacak halimize gülmek bu olsa gerek Anılcım" diye yorum attı. Öyleyse yukarıda anlattığım hususlara nazaran ne demeli? Kahredecek halimize ağlamaya çalışmak, duyar kasmaya, mış gibi yapmaya devam etmek bu olsa gerek Oğuzcum... gibi bir cümle geldi benimde aklıma. Önce kendimizi eleştirmeli sonra samimiyetimize inandırmalı diye düşünüyorum, yoksa bende bilirim bir şeyleri ya da kimseleri ötekileştirerek beğenileri kapmayı.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Karşında yine beni buldun Anıl. Öyle bir yazmışsın ki sanki o saydığım iğrenç kelimelerle konuştuğum bir konuşma dilim var gibi göstermişsin, oysa ki bu konularda duyar kasmanın bile bir lüks olarak yukarıdaki gibi görüldüğü ülkede her dediğimin arkasındayım. Ayrıca neden yorumunun devamına bunu yazmadığını merak ediyorum, sonuçta bu konuşmayı biz orada yaptık fakat sen ayrıca bir yorum yazdın? Ahmet Kural, Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz gibi isimlerin filmlerine sen gidiyor olabilirsin, benim film zevkim bu kadar kötü değil. Yukarıda dediğim şeylerin hepsinin arkasındayım, bu konuyu hiçbir zaman duyar kasma olarak görmeyeceğim. Tam tersine duyar kasma olarak bir basitliğe indirgendiği için düşüncelerle savaşacağım, aynı askerdeyken uzun dönemlerle yaptığım gibi! Seni de cinsel açlık çeken biri olarak gösterme niyetim yoktu, bunu sen öyle anlamışsın. Zira o kelimelere karşı verdiğim ve veriyor olduğum içten tepki böyledir, bu durumun senle bir ilgisi yoktu, fakat sen kendine çekmişsin olayı. Bu ülkede böyle konularda neyi nasıl gerekiyorsa yapan mükemmel bir insan olmak imkansızdır, bu gerçekçi bir ihtimal dahilinde değil. Pek tabii ki hal böyle olunca insanın bireysel olarak da bir şeyler yapması imkansızlaşır. Benim amaçlarım farklı, ben bu ülkeden ne bireysel ne de toplumsal olarak ümit beslemeyi kestim. Ben senin yorumunun altına yazıyorum, senden az beğeni alır bu yorum, merak etme.
5 sonraki yanıtı göster
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.