Üç türlü okuma keyfim var, ama bunlardan sadece ikisi gerçek oluyor.
Birincisi: Müsait olduğum zamanlarda iş yerinde kısık seste müzik dinleyerek okumak ve okurken satır aralarında bilinmeyenleri araştırıp anlamak ve bana yabancı olan kitapları okuyacaklarım arasına listelemek.
İkincisi: Akşam 22.30 sonrasında, benim ufaklık Mert uyuduktan sonra, gittiği yere kadar, kulağımda kulaklık ile meditasyon yaparcasına, okuduğum kitap ve konusu ile bütünleşmek. Notlar her zamanki gibi. :))
Üçüncüsü ve şu an için hayal olanı ise: Bir dağ evinde, safi doğa ile bütünleşmiş bir şekilde, sadece o bulunduğum ortamın doğasında yaşayan sanatçılarının huzur veren konserleri eşliğinde, elimde bir kahve, kaygısızca ve günlerce kitap okuma isteği. İşte bu ne zaman gerçek olur bilemesem de, bazılarına burada şaka gibi gelse de, elimden geldiğince okuyorum ve ele aldıklarımı gerçekten sindirerek okuyorum.
Size buradan, soğuk Ankara'nın bu güzel akşamından, bu hoş incelemeniz için teşekkür ederim Nilüfer Hanım. Kaleminiz keskin, okurunuz bol ve 1K'da başarılarınız daim olsun. Sevdikleriniz ile birlikte, bol edebiyat dolu bir akşam olması dileğiyle.