Gönderi

Çalım satarak yürüyen ve kendi kendini yiyen, düşü­nen ve sürekli kendini yenileyen bu kibirli, gururlu ve kudretli insan, yeryüzünde, kendisini yok olmaktan kıl payı ayıran bir beden tarafından tutuluyordu. Ama bir kere yerinden kopunca -ve bir gün mutlaka kopacaktı­- yeryüzünde onu artık yeniden bir araya getirebilecek hiçbir güç yoktu. Bilim, tahtından tepe taklak olup düşmüş, az önce in­sanoğlunun yaptığı gibi çıplak ve aciz bir şekilde ayakla­rımın önüne yığılmıştı. Şaşkın ve kafam allak bullak olmuş bir şekilde etrafı­ma bakındım: Bilim beni yeni bir inanca götürmeden, es­ki inancımı ortadan kaldırmıştı. Peşinden gitmeye ant iç­tiğim aklın yolu, kocaman ve aşılamaz bir engele çarpın­ca kesilen, kısa ve sığ bir yoldu.
Sayfa 33
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.