Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Kitapsız Film İncelemesi - Kısa Ömürlü
Kitabı okumadan yapılmış başka bir inceleme (Muhtemelen bir gün içinde yok olacak) Halil CİBRAN diye bir adamın yazdığı bir filmi seyrettim. Büyük şeyler söyleyen bir adam. Sevmem ben öyle adamları. Büyük şeyler söyleyen adamlar küçük şeylere söyleyen bizleri fazla dikkate almazlar. Sadece söyledikleri şeylerin büyüklüğü ve mükemmelliği ile ilgilenirler genelde. Gerçi kendisi filmde, çiftçiyle onun arasında bir fark olmadığını iddia ediyordu ama filmi seyretseydi kendisi bile inanmazdı buna eminim. Herkesin sevgilisi filmde kendisiyle özleştirdiği prophet. Ermiş diye çevirmişler peygambere hakaret olmasın diye herhalde ya da benim ingilizce seviyem yetersiz. Fazlasıyla- olabildiğince mütevazi. Eski bir arkadaşım fazla mütevazilik ukalalıktan gelir demişti. Neyse. Lübnanda doğmuş; ABD de ölmüş- Amin Maalouf gibi- o Fransa ama- O da çok satmak için uğraşmış heralde, tüm zamanların en çok satan 3. şairiymiş Shakespeare ve Laoziden sonra- Wikipedianın yalancısıyım. Resim de yapıyormuş söyledi. Az gelişmiş ülke insanı aydını gibi geliyor bana biraz arap ya sonuçta- Orta çağ avrupası gibi ne yapacağını bilememiş, Bacon, Da vinci ya da Locke filan işte her şeye sarmış ve çağına göre de -haliyle- büyük işler başarmış. Ama adam ılımlı din modunda bir şeyler söylüyor yine çağına göre. Gerçi o çağda islam günümüze göre çok daha başarılıydı heralde. Bir çok aforizma var filmde ve tabi ki kitabında batı kültürüne hitap edebilecek, twitter'da paylaşılabilecek. Güzel mi güzel tabi. İnsanı düşünmeye sevk ediyor. Ama bir zamanlar edebiyat olan şeyin sadece güzel şeyler yazma sanatı olduğunu da destekliyor biraz da. - Dostoyevski hariç- O zamanlar çoğunlukla cahil olan insanlara ne kadar yüce cümleler kurarsan o kadar büyük bir yazar olurdun. Fazla ileri gitmemek şartıyla Ömer Hayyam gibi. Neyse günümüzde de fazla bir şey değişmemiş zaten. Peki ben kimim de sorguluyorum "ve siz aşk yolunu yönlendirebileceğinizi zannetmeyim, çünkü aşk sizi buna layık görürse sizin yolunuzu yönlendirir" cümlesini. Bilmiyorum belki ben de bir şeylerin beni yönlendirdiğini biliyorum ve yazıyorum. Belki Halil Cibran gerçekten büyük bir insan. Ama ben inanmıyorum ki kimsenin büyük olabileceğine- filmdeki gibi- herkes insan senin benim gibi- bazıları daha iyi kullanabiliyor aklını sadece.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 201070,2bin okunma
·
63 görüntüleme
Nesrin A. okurunun profil resmi
Osman Y.
Osman Y.
a ithafen galiba bu inceleme :)
Erhan okurunun profil resmi
Olabilir tabi :) Sonuçta herkesin kendisine yakışanı yazması inceleme
6 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Büşra T. okurunun profil resmi
Kitabı okumadan, film üzerinden bile çok güzel çıkarımlarda bulunmuşsunuz. Benim de değinmek istediğim bir kaç nokta var. Öncelikle Amin Maalouf ile ilgili benzetmenize katılmakla birlikte çok daha fazla benzerlikler olduğunu da söylemeliyim. Maalouf'tan daha önce hiç bir eser okumamış olmama rağmen etkinlik kapsamında okuduğum ilk eseri olan 'Ölümcül Kimlikler' kitabında, Halil Cibran okuyormuşum gibi hissetmeye başlamam da ilk 20 sayfada olmuştu. Düşünce yapısı, görüşü, ideolojisi birebir aynı. Her ikisi de söylediğiniz gibi Lübnan'dan farklı eyaletlere göç etmiş kişilerdir. Ve bu şekilde bir çok Arap şair ve yazar Lübnan'dan ve diğer Arap ülkelerinden göç edip farklı eyaletlere dağılmışlardır ve onların bu göç hareketi Arap edebiyatında "Mehcer Edebiyatı" olarak adlandırılır. Hepsi de kalemi güçlü insanlardır. Ve bu özellikleri dolayısıyla da "Seçilmiş insanlardır." Çok satacağı bilinen, kalemlerinin gücü farkına varıldıktan sonra Arapça yazmaları bir şekilde engellenerek Fransızca ve İngilizce dillerinde yazmaya bir nevi mecbur bırakılan yazarlardır. Ve yazdıkları şeyler de, farklı güçler tarafından yazılması istenen şeylerdir. Ilımlı din politikalarından bahsetmişsiniz. Görünürde Arap Hristiyan asıllı kişilerdir. Ancak göçlerinin ardından hepsinin din anlayışında değişimler olmuştur. Cibran "Göğsümün bir yanında İsa, diğer yanında ise Muhammed oturur." diyerek herkesi kucaklamaya çalışan bir tavır sergilemiştir. Ve kendini bir dünya vatandaşı ilan etmiştir. Ben hep bu tavrın insana insan olduğu için baktığından ötürü zannederdim çok kısa bir süre öncesine kadar. Daha sonra farklı kaynaklardan öğrendiğime göre, Cibran'a bazı eserler yazdırılırken bazı ideolojiler de aşılanmış. Din kavramını, kimlik kavramını, evlilik kavramını vs. eleştirerek, gereksiz olduğuna vurgu yaparak insanların bilinç altına bu mesajı işlemeye çalışmış eserlerinde. Tıpkı diğerleri gibi.. İlerleyen zamanlarda Mehcer Edebiyatı'na mensup şair/yazarların kurduğu dernek, toplumun ahlakını bozmaktan kapatılmış ve bu kişiler de sürgüne gönderilmiş, kilise tarafından aforoz edilmiştir... Halil Cibran tüm bu başına gelenlerden sonra şöyle söyler; "Cezaya çarptırılıp, sürgüne gönderildim ve kilise tarafından aforoz edildim.. geçirdiğim yıllarda hiçbir pişmanlığa kapılmış değilim. Gerçeği arayıp da onu insanlara açıklayan herkes acı çekmeye mahkumdur."
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, bu eski film ertesi kafa dağıtma yazısına gereğinden fazla önem vererek gerçekten değerli bilgiler paylaşmışsınız. Halil Cibran'da da Amin Maaoluf'da da liberal bir şeyler fark ettim ben de, ama söylediklwrinizin çoğu yeniyi benim içim. Sağolun :)
1 sonraki yanıtı göster
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Halil Cibran deyince... ilk okuduğumda nedense benim de aklıma Ömer Hayyam gelmişti;) Yazdıklarının iddiasi ya da uygulanabilirliğinden ziyade, edebi yeteneğiyle süslemesi hoşuma gitmişti. Bir de fazla duygusal gelmişti -bir erkeğe -göre. Sonra siroz tanısıyla yillarca tedavi aradığıni okuduğumda; dedim kendime -sacma gelebilir, sahsi tespit bu- siroz hastalarinda olan yüksek östrojen kaynaklı aşırı duygusallık belki de????? Bu arada hangi filmdi Erhan Bey?? Kaleminize sağlık; )
Erhan okurunun profil resmi
Çok Sağolyn , Ermiş (Prophet) diye bir animasyon - bu arada hala silinmemiş inceleme:)
Bahar okurunun profil resmi
Ben sizin kadar iyi değerlendirip tespitler yapacak birikimden çok uzağım ama Halil Cibran’ı ilk okuduğumda, bazı cümleleri benim de hoşuma gitmekle beraber kitap nedense bütününde samimiyetsiz gelmişti bana. O açıklayamadığım “neden(ler)i” siz bu incelemede çok güzel dile getirmişsiniz. Hissettiğin ama anlatamadığın bir şeyleri birinin layığıyla anlattığını görüp okumak çok güzel. Umarım bir gün ben de bu yetkinliğe erişirim. Yorumum bu film incelemesinden biraz kopuk oldu, ifadelerinize takıldım ve düşüncelerinizi aktarma şeklinizi tekrar takdir ettim. Teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.