Gönderi

Keşf [Keşfü'l-esrâr] sahibi [Pezdevi] şöyle der: Hüsün ve kubuh iki çeşittir. İlki, aklın güzelliği, fayda veren doğruluğun güzelliği, verilen bir nimete teşekkür etmenin güzelliği; zulmün çirkinliği ile verilen nimete nankörlüğün çirkinliği gibi sadece akılla bilinenlerdir. Ikincisi, amellerin miktarının [ibadetlerin miktarı] güzelliği ve zina ile içki içmenin çirkinliği gibi vahye dayananlardır (bi’s-sem'i). Bu sebeple, Hâkim eş-Şehîd’in [Mervezî] Müntekâ' da zikrettiği üzere, Ebu Hanife, Allah ondan razı olsun, “Göklerin, yerin ve kendisinin yaratılışını gördükten sonra kişinin yaratıcısını bilmeme özrü olamaz’ demiştir. Zira insan, kendisini, dış ve iç duyular gibi hariçten bir şeye ihtiyaç duymaksızın, sadece aklıyla bilebilme imkânına sahip olunca zorunlu olarak yaratılmış olduğunu da bilir. Yaratılmışlığını bilince de onun her şeye kadir olan ve her şeyi bilen bir yaratıcısı olduğunu bilir. Bu da sözümüzün sonu olsun.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.