Yanılmıyorsam ilk defa Yaşar Kemal incelemesine yorum yapıyorum sitede. Yazarla henüz tanışmadığım için çok fazla fikir sahibi değilim ama en çok okuduğum incelemelerin sahibi de Yaşar Kemal olduğu için buradan cüret alarak bir kaç şey söylemek istiyorum.
Yazarın, okurlar üzerinde bıraktığı tesire bakacak olursak, bir yazar olarak durması gereken en doğru yerde durmuş. Yani ezenin değil, ezilenin yanında... Ne güzel. Buna sözüm yok. Ama yazar, garibin hakkını ararken, acaba garibin ekmeğini mi yiyordu? Toplumun muzdarip olduğu sorunlardan, bir yazar olarak faydalanmış olabilir mi? Toplumsal Gerçekçilere karşı ufacık bir ön yargım var bu yüzden. İşleri gerçekten edebiyat yapmak mı yoksa toplumun sorunlarını kendi güçlerince çözmeye çalışmak mı? Edebiyatlarına bir şey diyemem ama sorunları, yazdıklarıyla çözebileceklerine inanmıyorum. Çünkü onlar, toplumsal sorunları gözümüze sokarlar da ne yapıp, ne yapmamamızı söylemezler. Hâlbuki sorunlar fikirlerle çözülür, sorunlara ayna tutmakla değil. Yaşar Kemal de garibana, ne kadar garip olduğunu gösterdi fakat çözüme giden yolu gösterdi mi bilmiyorum? Halkın sorunlarıyla, burjuva tarafında inşa ettiği tahttan halkın acılarını paylaşan şeyler yazmak, ne bileyim...
Bu okunası, güzel inceleme için elinize sağlık. :)