Gönderi

Sık sık düşlerime girdi ama ne yapayım, elim­de değil, düşündükçe ürperiyorum, öyle çırılçıplak ve tek başıma yaşayamam; ben de biraz sıcaklığa ve yiye­ceğe gereksinim duyan, zaman zaman kendi gibilerinin yakınlığını özleyen zavallı ve güçsüz bir köpeğim. Ken­di yazgısı dışında bir şey istemeyen kimse kendi gibile­rinden el çeker, yapayalnız kalır ortada, çevresinde o so­ğuk mekândan başka bir şey bulunmaz. Diyeceğim, Get- semani bahçesinde Isa’dır böyle biri. Din fedaileri kendi­lerini seve seve çarmıha gerdirmiştir ama bunlar için de kahraman denemez, bunlar da özgür sayılmazlar, bun­ların da istedikleri bir şey vardı, alışıp hoşlandıkları ve aşinası bulundukları bir şey; örnek aldıkları, ideal ola­rak benimsedikleri şeyler vardı. Kendi yazgısını ele geçir­mekten başka şey istemeyen kimsenin ne örnek alacağı ne de ideal diye benimseyeceği bir şey kalmıştır artık; ne hoşuna gidecek ne de kendisini avutacak bir şey. Doğru­su böyle bir yolu izlemek gerekirdi. Benim gibi, sizin gibi insanlar yalnız olmaya çok yalnızdırlar, ama gene de birimiz için ötekimiz vardır. Bizler başkalarına benzeme­mekten, kafa tutmaktan, olağanüstü şeyi istemekten iç­ten içe memnunluk duyarız. Yolu sonuna dek izlemek isteyen, bundan da kendini kurtarmak zorundadır. Ayrı­ca devrimcilik, başkalarına örnek olmak, din fedailiğinde bulunmak gibi bir özentiye de kendini kaptırmaması ge­rekir. Düşünülecek gibi değil hani­...
Sayfa 156
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.