Sık sık düşlerime girdi ama ne yapayım, elimde değil, düşündükçe ürperiyorum, öyle çırılçıplak ve tek başıma yaşayamam; ben de biraz sıcaklığa ve yiyeceğe gereksinim duyan, zaman zaman kendi gibilerinin yakınlığını özleyen zavallı ve güçsüz bir köpeğim. Kendi yazgısı dışında bir şey istemeyen kimse kendi gibilerinden el çeker, yapayalnız kalır ortada, çevresinde o soğuk mekândan başka bir şey bulunmaz. Diyeceğim, Get- semani bahçesinde Isa’dır böyle biri. Din fedaileri kendilerini seve seve çarmıha gerdirmiştir ama bunlar için de kahraman denemez, bunlar da özgür sayılmazlar, bunların da istedikleri bir şey vardı, alışıp hoşlandıkları ve aşinası bulundukları bir şey; örnek aldıkları, ideal olarak benimsedikleri şeyler vardı. Kendi yazgısını ele geçirmekten başka şey istemeyen kimsenin ne örnek alacağı ne de ideal diye benimseyeceği bir şey kalmıştır artık; ne hoşuna gidecek ne de kendisini avutacak bir şey. Doğrusu böyle bir yolu izlemek gerekirdi. Benim gibi, sizin gibi insanlar yalnız olmaya çok yalnızdırlar, ama gene de birimiz için ötekimiz vardır. Bizler başkalarına benzememekten, kafa tutmaktan, olağanüstü şeyi istemekten içten içe memnunluk duyarız. Yolu sonuna dek izlemek isteyen, bundan da kendini kurtarmak zorundadır. Ayrıca devrimcilik, başkalarına örnek olmak, din fedailiğinde bulunmak gibi bir özentiye de kendini kaptırmaması gerekir. Düşünülecek gibi değil hani...