Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Engelsiz ve samimi itiraflı...
7 sosyoloji, 3 edebiyat mezunu , 3 sağlıkçı, 1 kimya öğretmeni, 2 lise öğrencisi, 1 esnaf, 3 psikoloji öğrencisi ve emekli olan ben… Türk İşaret Dili Kursu öğrencilerinin sayısı , iş ve eğitim durumları. Yaş aralığı ortalama 24 ve ikisi erkek, diğerlerinin tamamının bayan olduğu bir sınıf. Unutmadan en genç kursiyerin kendim olduğunu söylememde sanırım bir sakınca yok:))) Amaçları aldıkları kurs sertifikası ile işe girerken bir avantaj elde etmek, iş kabulünde diğer müracaat edenlerden 1-0 önde olabilmek. Benim amacım mı ne ? Sadece merak ve öğrenme arzusu. Senelerce resmi bir kurumda çalıştıktan sonra emekli olunca çok boşluğa düştüm, ne yapmalıyım vakit geçirmek için? Yeni bir iş mi yapmalıyım, egeye yerleşip bağ bahçe işleri doğal ürünler mi yetiştirmeliyim? Hadi yaş kemale erdi artık dini vecibeler için geç mi kaldım yoksa? Hacca gitmeli, ibadeti aksatmamalı… Ya da çocuklar büyüdü kendi hayatları , tercihleri var artık. İkinci baharı yaşayacak bir eş mi bulmalıyım ? Bu soruların cevapları arasında bunalmadım emekli olduğum ilk andan itibaren. Tamam doğrudur; senelerce alışılan bir çalışma düzeninden, iş yoğunluğundan ayrılıp yeni bir düzene geçme dönemlerinde ister istemez boşluklar oluşuyor. Ama ben emekli olmaya karar verdiğimde yeni yaşam biçimimde yapacağım tüm işlerin programını belirlemiştim ve uygulamakta da hiç zorlanmadım. Gezmek, dolaşmak evet.. Birlikte hareket ettiğimiz birkaç arkadaşım ile doğuda köy okullarına kıyafet ve kitap yardımı projesi o da gayet zevkli ve doyurucu geçti. Kaldı öğrenmem gereken alanlar ile ilgili kurslar. Sağlık sebeplerimden dolayı geç başladım kursa ama inanın o kadar farklı bir dünyaki tarif etmeye hangi kelimeler yetecek şimdilik bilemiyorum. Harflerin kavranması çok zor değil. Asıl zor olan duyguların anlatılabilmesi. İstemiyorum , sevmiyorum, gelmeyeceğim, bakmayacağım ya da kızgınım, sevinçliyim ifadeleri için çok çalışmalıyım çok. Hiçbir sağlık engeli olmayan, görmekte , duymakta, hissetmekte zorlanmayan ben ; tüm bu duyulardan eksik olan herkesten çok daha engelliyim. Konuşamasam anlatmayı becerebilecek mimik ve o el hareketleri için aylarca çaba göstermeliyim. Anlıyorum ki, sağlamlığın engeline takılmışım. Konuşmanın duymanın ifade etmeme yeterli olacağını sanarak aslında ne kadar da engelli olduğumun farkında olmayıp kendimi kandırmışım. Geç kaldığım tüm engellerimi engelsiz kılabilmek için elimden ne gelirse yapacağım. Seni şimdi çok daha iyi anlıyorum Rukiye Türeyen. Annenin mutlu olması için yarattığın mucizeyi, ulaştığın hedef için nasıl mücadele ederek başardığını daha da iyi hissedebiliyorum. Asıl engelliler; konuşamayan, göremeyen, yürüyemeyen değil. Konuşup anlatamayan, güzel kelimeleri ağzına bir türlü yakıştıramadığım, duyup duymazdan gelen, bakıp görmeyen, adım atmasının ilahi bir sebebi varmışcasına bunu esirgeyen herkes … İşte tüm bu insanlar asıl engelliler. Biraz da senden bahsetmek istiyorum
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
; Bazı görünmeyen gerçekler var. Bazı farkının fark edilemediği çok güzel adamlar. Bazı yanlış anlaşılmalardan kaynaklı bağırtılar, kızgınlıklar ya da sessizlikler. Siteye bir dönem ara verip tekrar geldiğimde tanımadığım onlarca yeni okurun varlığını gördüm. Bir çoğu ile hemen iletişimimiz oldu sağolsunlar halen de devam etmekte. Seninle ise sonradan sonraya gelişen bir dostluk . Hani yazdım ya bazı yanlış anlaşılmalardan kaynaklı bağırtılar, kızgınlıklar ya da sessizlikler. Nedensiz yere hissettiğim duygular, nedensiz yere oluşsa da sana karşı senden vazgeçemedim. Hep o görünen yüzünden çok göstermek istemediğin içini görmek, konuşan anlatan cümlelerinden de susturduğun sesini duymak istedim. Yanılmadım ne mutlu ki bana nedensiz oluşan tüm olumsuzlukların engeline takılmadan engel koymadan o bazı güzel adamlardan olan güzel adam, seni çok sevdim. Yaptığın etkinlik sebebiyle teşekkür ediyorum bir kez daha. (Unutmadan sınıfın tamamı kitabı almak için sipariş verdi.) Bazı geceler sabahlara kadar uyuyamayanlar, eksik hayatlara mecbur bırakılanlar, ya da farkında bile olmadan eksik olduklarını bilmeden tam yaşadıklarını sananlar , eksikliklerini tamamlamak için okuyabilirler. Keyifli okumalar dilerim.
Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar
Kanadı Kırık Melek’in Kanadına TakılanlarRukiye Türeyen · Egemen Yayınları · 20181,033 okunma
··
319 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
"Ben elimden geleni yaptım, daha iyi yapabilen buyursun yapsın." Anton Çehov Sertifikalar, sertifikalar... Çırpınıp dururuz hayatımız boyunca şu kağıt parçalarını edinmek için. Sırf birilerinin önüne geçebilmek, kariyer olarak birilerini ezebilmek, hayatta "Ben de varım, beni de görün!" diyebilmek için. Peki ne uğruna? Bir hiç uğruna. Öldükten sonra çürümüş bedeninle güzelce kaybolabilmek uğruna. Arkanda bir hiç bırakmak uğruna. Mezarına kurslardan edindiğin sertifikaların, okullardan aldığın karnelerin ve diplomaların bir çiçek gibi bırakılabilmesi uğruna. Eskiden sorarlardı "Büyüyünce ne olacaksın bakalım ufaklık?" diye. Eminim ki, kimse "İnsan" diye cevaplamadı bu soruyu, ben de dahil. Tek ihtiyacımız olan bu cevaptı şu engelli dünyaya. Engellilerin esas engelsiz, engelsizlerin esas engelli olduğu bu yok edilesi dünyaya. Sonra ne oldu biliyor musun abla? Ben de merak ve öğrenme arzusuyla yanıp tutuştuğumu keşfettim. En değerli kağıt parçaları olan kitap karakterleriyle gezdim, gezdiğim yerlerdeki insanların yüzlerindeki yaşanmışlıkları okudum. Geçmişi onların anlattıklarıyla beraber yaşadım. Bir şey vardı. Bir sıkıntı vardı. "İnsanlık sertifikası" için hiçbir kurs yoktu! Neredeydi, kimler tarafından yönetiliyordu bu kurs? Hiçbir sağlık engeli olmayan, görmekte, duymakta, hissetmekte zorlanmayan ben, insanlık sınavımdan geçemediğimi fark ettim. Para kazanıp harcama girdabı içerisinde boğulan insan hayatları arasında "Yok yahu, hayatın anlamı bu kadar basit olmamalı. Gerçekten bu kadar intizamlı bir şekilde bize emanet edilmiş bedenler salt bu işe yaramamalı. Bir işe yaramalı. Ama hangi işe yaramalı?" dedim. İnsan halinden nasıl da memnundur, değil mi abla? Bunun kendisi için yeterli olduğuna nasıl da inanır, değil mi abla? Gerçek hedef olan sorumluluk nasıl da her gün bizler tarafından unutuluyor, değil mi abla? Ah ama, benden, senden, ondan, bundan ya da şundan bahsetmeye gerek bile yoktu. Ben hiçbir şey yapmadım, yok, ben hala hiçbir şey yapmıyorum. Baksana yerimde tok karnımla, sıcak evimle, telefonumla, sağlıklı, engelsiz bir şekilde oturuyorum. Eğer bu eylemin herhangi bir sözlükte karşılığı varsa ben o sözlüğe kelime olmak istemiyorum. Bunu istemiyorum artık. Sadece bunun için yaşamak istemiyorum. Tam yaşadıklarını sananlar... Ne kadar çok. Rukiye Türeyen ise hepimizden daha tamamlanmış. Kullanabildiği tek parmağıyla kitap yazıp üstüne tek parmakla annesine ev alabilmek. Vay canına... Elim kanadığında ahlayıp vahlamalarım, belim ağrıdığında oflayıp puflamalarım, ev işi yaptıktan sonra kendimi koltuğa atıp yorgunluk çıkarmalarım. Ne tatlı canlarımız var ama, değil mi abla? Öyle aciziz, öyle engelliyiz, öyle benciliz ki bunu sana yıllarca, içimden daha çıkamayan sayısızca kelimeler büyüklüğünce de anlatsam bitiremem. Geçiciyiz. Topraktan geldik, toprağa döneceğiz. İkisinin arasında ise ne var? Koca bir hiç! Bir iz bırakamadan gitmiş olma ihtimalinin korkunçluğu. Neye inanırsan inan, ister Allah senin çamurunu şekillendirsin, Allah'ın emeğine yazık... Neyi kabul edersen et, ister Darwin seni milyonlarca yıl öncesinden getirsin Türkiye'nin 21. yy'ına koysun, evrim sürecinin emeğine yazık... Neyi seversen sev, ister Rukiye Türeyen kullanabildiği tek parmağıyla birlikte sana bu yazıyı yazdırsın, Rukiye'nin emeğine yazık... Sen, insan. Bir emekler bütünüsün. Annesin, babasın, kız kardeşsin, erkek kardeşsin. Soy ağacının bir dalısın, kendini ne kadar da dağları delecek gibi görüyorsun. Meyven nerede? Ne çabuk sonbaharların var. Ne çabuk döküyorsun yapraklarını. O kadar kolay mıydı pes etmesi? Mükemmel bir varlık olduğunu, potansiyellerinin gerçekliğini ne çabuk unuttun öyle. Vay be insan... Oysaki sorumluluklar, engelsizlikler, insanlık için çaba vermek uzak değil o kadar. Senin için o kadar emek verildi, sen de emek ver. Rukiye Türeyen emeğiyle aldı o evi, sen de emek ver be kardeşim artık. Her gün uyanıyorsun, her gün yaşıyorsun inadına, her gün yemek yiyip tekrar yemek yiyorsun tekrar yiyorsun tüketip duruyorsun bütün emekleri. Sen de emek ver artık, biraz Rukiye'ye özen. Ev almazsın belki ama kendi kalp kapakçıklarına bir sevgi evi hediye edersin... İnan ki, hiçbir battaniyenin, hiçbir kaloriferin, hiçbir kazan dairesinin sana veremeyeceği bir sıcaklık elde edersin. Sadece denesen, bir adım atsan, kullanabildiğin on parmağınla tek bir adım atsan, gerisi nasıl geliyor bir bilsen, ah be abla... Şu yazıyı 8 kere yollayıp da 9. da becerebilen ben de işte anca bu kadar elinden geliyor bazı şeyler. Bakma sen ona, o da seni sever. Her zaman da öyle kalmasını ister. Kendimi ötekileştiriyorum gibi konuşmama bakma. İyi işler büyük insanları değil, yapılmayı bekler. Kişilerden uzaklaşalım, iyi işler yapalım. Sadece bu. Başka hiçbir şey istemiyorum. Paralarınızın hepsi batsın... Sağlam iki elimin sağlam iki baş parmağıyla sağlam bir yorum bıraktım buraya. Şu saatte yapabildiğimin hepsi bu. Yazı boyunca da sana pek çok kez onaylanmamı bekleyen sorular sordum. Eh, onaylanmadan besleyemiyoruz benliklerimizi, ne yapalım. Mazur göresin... İşte, elimden gelenin hepsi buydu. Ne büyük bir başarı ama, değil mi abla?
Ferah okurunun profil resmi
Sevmeyi tercih etmeme sebep olduğun, devam edeceğine inandırdığın hatta karşılıklı olduğunu söylediğin için çok teşekkür ederim Oğuz.. Onlarca yüzlerce binlerce kez.. Hayatımda bir yerlerde her daim ol e mi..
1 sonraki yanıtı göster
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Anlıyorum ki sağlamlığın engeline takılmışım... Gerçekten bazen sağlam olan şeylerin çürük olması da gerek ki biraz da engeller ortadan kalkabilsin. Yüreğime dokundu. Ellerine sağlık.👏👏👏
Ferah okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Mustafa, takılmaktan imtina ettiğimiz engellerimiz olsun tüm ilişkilerimizde. İyilikle ve samimiyetle..
Eylül Türk okurunun profil resmi
"Anlıyorum ki, sağlamlığın engeline takılmışım." Bence 1000k'yı kapatalım ve dağılalım, zira biz okunması gerekeni okuduk... Sen gerçek misin Ferah abla, yoksa seni zihnimden mi uyduruyorum :)) Seni çok seviyorum.
Ferah okurunun profil resmi
Aynı zamanda çok seviliyorsun Eylül. Çok teşekkür ederim her seferinde tekrar etmekten zevk aldığım varlığın sevgin için. Engellerin engellendiği samimiyetler sevgiler olmaksızın yaşayalım hep birlikte. 💜
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
L Büşra A. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, cümleleriniz kalbime dokundu... Kitabı okumuştum, sizinde dediğiniz gibi "Harflerin kavranması çok zor değil. Asıl zor olan duyguların anlatılabilmesi." Galiba bende duygu engeline takıldım, bedenen sağlamız ama duygu olarak engelliyiz bazen duygu engeline takılıyoruz ve köreliyoruz ki o kadar iyi insanlar var ki bunu göremiyoruz... Kitapta bana bunları hissettirmişti..
Ferah okurunun profil resmi
Tüm olumsuzluk engelleri yıkabilenlere selamlar olsun. Çok teşekkür ediyorum sağolun.
1 sonraki yanıtı göster
Tuba Okur Karatop okurunun profil resmi
Ferah ablaaa, sen hep inceleme yaz emii :) seviyorum incelemelerini okumayı.. 🌸😉
Ferah okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Tuba, seviliyorsun 💜
1 sonraki yanıtı göster
İlknur Demir okurunun profil resmi
Baktığınızda engelsiz görünen bazı insanların yazar hakkında söylediklerini okumuştum. Şaşırmamak mümkün değildi okuduklarıma. Yüreğinize sağlık yine içimi acıttınız .
Ferah okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim İlknur Hanım yorumunuz için. Asıl engelli olanlar işte kendileri..
Liliyar okurunun profil resmi
Kitaplığımda duruyordu, ne zaman okuyacağımı bilmiyordum ama incelemeni okuyunca öne almaya karar verdim. Kalemine sağlık, iyi ki yazdın ve ben sabah sabah okuyarak seninle sohbet eder gibi başladım güne. :))
Ferah okurunun profil resmi
Keyifli okumalar diliyorum Liliyar 💜
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.