Gönderi

- Ne doğal ne de gerekli olan arzular -şan şöhret, para, iktidar vb. arzuları- sınırsız ve anlamsızdır. Bizi onulmaz bir doyumsuzluğa mâhkum ederler: Paranız, iktidarınız ya da şanınız size asla yeterli gelmez. Öyle ki, eğer para, iktidar ya da şöhreti arzularsanız, kendi kendinizi doyumsuzluğa zincirlenmiş olursunuz. Epikurosçuluk, daha önce de söylediğim gibi hem bir hedonizm hem de eudaimonia'dır: Zevk, her iyinin ana ilkesidir, ama en çok aradığımız şey mutluluktur (ruhun huzurunda zevk almak). Dolayısıyla doğal ve gerekli olmayan zevklere sırt çevirmek gerekir. Gerekli olmadığı halde doğal olan arzulara gelince, örneğin cinsel arzudan, estetik ya da yemeklerle ilgili isteklerden tamamen vazgeçmeye gerek yoktur; ama bunların kölesi olmamaya da dikkat edilmelidir. Var oldukları sürece, bu zevk nesnelerinin tadını çıkarmak gerekir, ama mutlu olmak için bunlara ihtiyaç duyulmamalıdır. Bir kadın ya da erkek kendini size sunuyorsa ya da birileri size güzel bir yemeğe çağırıyorsa, hayır demek için bir neden yoktur. Asolan, bu arzular tatmin edilmeden de mutlu olmayı bilmektir; çünkü her zaman sizi tatmin edilmeden bir kadın ya da erkeğin olacağı ya da güzel yemekler yapabileceğiniz kesin değildir.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.