Gönderi

Yaşadıkça, hiç aklımızdan geçmeyen şeyler eklenir dünyamıza. Heyhat! Telgrafın ilk iki satırının üzerimdeki etkisi, acıyı dindirmek olmadı: ZAVALLI DOSTUM, ALBERTINE’CİĞİMİZ ARTIK ARAMIZDA DEĞİL. BU KORKUNÇ HABERİ SİZE VERDİĞİM İÇİN BENİ AFFEDİN, ONU NE KADAR SEVDİĞİNİZİ BİLİYORUM. ATLA GEZERKEN DÜŞÜP BİR AĞACA ÇARPTI. ONU HAYATA DÖNDÜRME ÇABALARIMIZ SONUÇSUZ KALDI. KEŞKE ONUN YERİNE BEN ÖLSEYDİM! Hayır, acıyı dindirmedi, bilinmedik bir acı yarattı: Onun geri dönmeyeceğini anlamanın acısı. Peki ama, geri dönmeyebileceğini kendi kendime defalarca söylememiş miydim? Söylemiştim, evet, ama buna bir an olsun inanmadığımı şimdi fark ediyordum.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.