Gazetelerin birinde bir işadamının ölümünün ardından yazılmış bir anma yazısında şu cümle göze çarpıyordu: "Vicdanının rahatlığı, kalbinin iyiliğiyle yarışırdı." Kederli dostların böyle durumlarda kullanılan o şatafatlı üslupla yaptıkları bu gaf, iyi kalpli merhumun vicdani kaygıdan yoksun olduğunun böyle bir dil sürçmesiyle ağızdan kaçırılması, cenaze alayını en kısa yoldan hakikatin alanına ulaştırıyor.